E-posta 15.10.2009'de eklendi.

Lazer epilasyon, insanoğlunun ağda, jilet, tüy dökücü kremler vb. yöntemleri kullanarak tüylerle verdiği mücadeleye son noktayı koyan önemli bir buluş. Aslında lazer epilasyonun dünyada kullanımının 20 yıl gibi uzun bir geçmişi var. Son dönemde geliştirilen yeni jenerasyon lazer cihazları sayesinde eskiye nazaran daha etkili, daha az acı duyulan, güvenli ve kalıcı sonuçlar alınıyor. Lazer epilasyonda Nd-Yag, Alexandrite ve Diode lazerler olmak üzere 3 farklı tipte ışık dalga boyuna sahip lazer cihazı ve IPL adı verilen yoğunlaştırılmış ışık kaynakları kullanılıyor. Günümüzde erkeklerin de büyük ilgi gösterdiği lazer epilasyon yöntemi, dünyada milyonlarca kişide başarıyla uygulanıyor.

Lazer ışını nedir, nasıl etki eder?
'Light Amlification by Stimulated Emmition of Radiation' yani kısaca L.A.S.E.R (lazer) ışını ile istenmeyen tüylerin yok edilmesi yönteminde temel prensip şu: Lazer ve ışık sistemlerinin ısı etkisi kıl kökünü tahrip eder. Burada amaç, kıl kökünde kalıcı hasar yaparken çevre dokuya hasar vermemek. Lazer enerjisi derinin altındaki kıl köküne ulaşır. Kıl kökündeki renk hücrelerinin pigmenti, lazer enerjisini emer. Burada yoğunlaşan lazer enerjisi çevre deri ve dokuda hasar yapmadan kıl kökünü yakar. Yanan tüylerin bir kısmı hemen dökülür, bazıları ise 2-3 hafta içinde deriden atılır. Zarara uğrayan kıl tekrar çıkamaz. Buna tıp dilinde 'selektif fototermoliz' adı verilir. Anlamı; kılın kendisinde ve 'bulbus' adı verilen kökünde, zengin olan melanin pigmentini görebilen lazer veya ışık dalga boyunun ısısının etkisiyle, seçici olarak tahrip edilmesidir. Güvenli ve etkili bir epilasyon için cilt rengi, kıl rengi, kalınlığı ve yoğunluğu dikkate alınarak, cilde gönderilecek enerji değerini ve gönderilme süresini, aralıklarını belirlemek büyük önem taşıyor. Bu yöntem beyaz tenli ve koyu renk tüylü kişilerde çok daha fazla etkili olur. Dolayısıyla beyaz tenli kişilerde seans sayısı daha azdır. Esmer tenli kişilerde, bronz tenlilerde ve zencilerde ise seans sayıları daha uzundur.



Kıl yapısı tedavi süresini etkiler
Tedaviyi yakından etkileyen diğer bir faktör tüylerin anajen, katajen ve telojen adı verilen evreleridir. Aktif büyüme evresi 'anajen'dir. Bu evrenin süresi tüy uzunluğunu belirler. Örneğin saçlarımızın yüzde 85'i bu evrededir. Katajen ise gerileme evresidir. Birkaç hafta sürer. Telojen ise dinlenme evresidir. Lazer epilasyona en iyi cevap veren; tüylerin 'anajen' adı verilen aktif dönemidir. Bu nedenle tek seansta, uygulanan bölgedeki tüm kılları yok etmek mümkün olmaz. Tedavi için genel olarak (1-1.5 yıla yayılmış şekilde) vücut bölgelerinde ortalama 7- 8 seans; yüz için ise 10-15 seans gerekebilir. Her seansta uygulama alanındaki istenmeyen tüylerin yüzde 25-35'lik bir bölümü, uygulanan ışının şiddetine ve kıl yapısına bağlı olarak ortadan kaldırılır. Seans sıklığı ise yüz bölgesinde 1-1.5 ay, vücut bölgelerinde 2-2.5 ayda birdir. Tedavi ilerledikçe seans aralıkları uzar. Her bir seans, uygulama yapılacak bölgenin genişliğine göre farklı sürelerde tamamlanır. Bu süre geniş alanlarda 2- 2.5 saat, koltuk altı, bikini bölgesi, yüz gibi daha küçük bölgelerde 10-15 dakika, bıyık, çene gibi bölgelerde 2-3 dakika gibi aralıklarda gerçekleşir.

Yeni jenerasyon ağrısız
Yeni jenerasyon lazer cihazlarında acı ve rahatsızlık minimuma indirgenmiş durumda. Bu nedenle lazer ile epilasyon vücutta her bölgeye anestezi gerektirmeden rahatlıkla uygulanabilir. Bazı hastalar, hafif bir yanma veya batma hissi duyduklarını söylerler. Uygulama sonrasında kısa süreli olarak, hafif kızarıklık, kabarma ve yanma görülebilir. Bu etkiler tedaviden sonraki birkaç saat içinde geçer. Ancak çok hassas ciltlerde 2-3 gün devam eden kızarıklıklar görülebilir. Yukarıda sözü edilen lazer tiplerinden hangisinin daha kısa sürede veya daha etkili olduğu sorusunun cevabına gelince; Nd-Yag, epilasyondan daha çok varis ve kılcal damar tedavilerinin lazeri, ancak dalga boyu nedeniyle ince tüylere de etkisi olan bir lazer tipidir. Diod ve Alexandrite ise epilasyon amaçlı en sık kullanılan lazer sistemlerini oluşturur. Genelde bu alanda çalışan klinikler her iki tipi kombine ederek kullanır ve sonuçların daha etkili olduğunu öne sürerler. Bu noktada lazer uygulamalarının bu konuda deneyim sahibi hekimler tarafından yapılmasının öneminin altını çizmek gerekir.

Erkek estetiğinde birinci sırada
Erkek estetiğinde ilk sırada istenmeyen tüylerden kurtulma yöntemleri geliyor. Özellikle elmacık kemiği, kaş arası, ense, boyun, ellerdeki tüyler ve batıklar, omuz, sırt ve göğüs bölgelerindeki kıllardan şikayetçi olan erkekler, lazer epilasyon yöntemiyle istenmeyen tüyler ve batıklardan kalıcı olarak kurtuluyorlar. Epilasyon yöntemi ile istenmeyen tüylerden tamamen arınmış bir görünüm elde edilebileceği gibi, uygulama kısa tutularak, kılların seyreltilmesi ve daha zayıf hale getirilerek bırakılması da mümkün olabiliyor. Vücuttaki tüyler bir şekilde halledilebilirken, yüzdekiler genel olarak insanlar için daha büyük problem olup, ciddi psikolojik sorunlara yol açıyor.