E-posta 15.10.2009'de eklendi.

Her yüz kişiden birinde görüldüğü kabul edilen glokom, her yaşta görülebilmekle birlikte ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Pek çok kişiyi ilgilendiren bu göz hastalığı hakkındaki bilgileri İstanbul Cerrahi Hastanesi Göz Bölümü Başkanı Op. Dr. Sinan Göker veriyor.

''Göz küresinin içini dolduran sıvı göz içindeki bazı dokuların beslenmesi ve oksijen almasını sağlar. Sürekli olarak yenilenmesi gerekli olan bu sıvının göz içinde birikmesi göz tansiyonunun artmasına neden olur. Oluşan bu aşırı basınç görme siniri üzerinde baskı oluşturur. İşte görme sinirinin bu tansiyon nedeniyle hasar görmesine glokom diyoruz.'' Glokom sık görülen bir hastalıktır. Her yüz kişiden birinde glokom bulunduğu kabul edilir. Her yaşta görülebilir, ancak görülme sıklığı ilerleyen yaşla birlikte artar. Akrabalarında glokom olan, yüksek miyop ya da hipermetrop görme kusuru olan, kortizonlu ilaç kullanan, üveit gibi göz hastalıkları bulunanlarda risk daha yüksektir.



BELİRTİ VERMEZ
Erişkinlerde görülen glokom vakalarının çoğunluğu sinsi olup görme kaybı oluşuncaya kadar hiçbir belirti vermez. Bazı hastalarda hafif derecede ağrı ve göz yorgunluğu görülebilir. Glokom hastalığında erken teşhis çok önemlidir, çünkü tanı konuluncaya kadar geçen sürede oluşan görme sinirindeki hasarın geri döndürülmesi mümkün değildir.

TEDAVİ BASAMAKLARI
Hastalık son derece sinsi seyirli olduğu için tanı konulması ancak sağlıklı bireylerin göz tansiyonlarının ölçülmesi ve şüphelenilen olgularda görme sinirine yönelik bazı ileri teşhis yöntemlerinin kullanılması ile mümkündür. Hastalığın tedavisinde üç yöntem kullanılır. En sık uygulanan tedavi göze damla uygulamasıdır. Bu tedavi ile kontrol altına alınamayan hastalarda ya da dar açılı glokom gibi bazı özel glokom türlerinde lazer tedavisi uygulanır. Üçüncü basamak olan cerrahi tedavi de gerekebilir.