E-posta 15.10.2009'de eklendi.

Yediğimiz yiyeceklerden dolayı bedenlerimiz enerjiden (kozmik enerjiden bahsediyor) uzaklaştıklarında hastalıklara karşı daha hassas oluruz. Hastalıklar enerjimizin düşmesinden dolayı ortaya çıkarlar. Örneğin yemek yediğimizde bedenimizde kimyasal değişiklikler olur ve bunlar bedenden dışarı atılır. Bu atıklar yiyeceklere bağlı olarak yapı itibariyle ya asitli ( düşük enerjili besinler) ya da alkalik ( yüksek enerjili besinler ) olur. Genellikle et, un, hamurişi, alkol, kahve ve tatlı, aşırı işlenmiş ve pişirilmiş yağlı, ağır yiyecekler bedenimizde asit atıkları bırakırlar. Alkalinli yiyecekler, taze sebzeler, lifli sebzeler, avakado, domates, greyfurt, limon gibi meyvelerdir. Alkalik az bir enerji ile bedenimizden hızla atılır. Eğer aldığımız yiyecekler fazla asitliyse kan ve lenf sistemleri bunları yok etmede vücudumuzu zorlar, organ ve dokularımızda bu atıklar depolanır ve dokular tahrip olur. Zaten yaşlanma süreci de böyle başlar. Çünkü herhangi bir organizma öldüğünde ait olduğu beden hızla asit ortamına dönüşür ve zaman yitirmeden mikroplar tarafından yok edilir.