E-posta 15.10.2009'de eklendi.

Proteinleri parçalayan enzimler virüslerin protein kapsülünü parçalar. Ateş, iltihap ve eklem ağrılarını virüsler meydana getirmez. Bunların hepsi vücudun gösterdiği reaksiyonlardır. Bu bakımdan nezle, öksürük ve boğaz ağrısı olmasın diye birçok tablet almaktan da önemli olan enfeksiyonun müzminleşmesini önlemektir. Dudaktaki uçuk, zona, multiplskleroz hastalıklarında enzimlerin yararı büyüktür. Virüs enfeksiyonlarında vücudun yaptığı antikorlarla virüsler zararsız hale getirilir. Ancak çok sayıda antikor ve virüs antijeni birlikte immün kompleks kitlesi oluşturur. Fazla miktardaki immün kompleks kitlesinin bizzat kendisi ciddi hastalıkların nedeni olabilir.

Bilim adamları, çoğu kronik hastalıklı kişinin kanlarında büyük miktarlarda immün kompleksi saptamışlardır. Romatizma ve damar sertliği yıkıma uğramamış immün kompleksine bağlı olarak oluşabilir. Kanda immün kompleksi olduğu sürece enfeksiyon tam olarak atlatılmış sayılmaz. Alerjide de vücutta immün kompleksi oluşur. Çünkü immün sistemi aslında zararsız olan bazı maddeleri zararlı sanıp antikor oluşturur. İmmün komplekslerinin çözülmesine protein parçalayıcı enzimler yardımcı olur. Genç ve sağlıklı kimselerin kanlarında protein, karbonhidrat ve yağları parçalayan enzimler yüksek miktarlardadır. Ancak bir iltihap ya da ağır bir enfeksiyondan sonra enzim düzeyi çok azalır. En düşük enzim düzeyleri kanser hastalarında görülür.



Eğer enzim yetersizliği varsa kanser riski de artar. Yaşlılarda kanser olgularının sık görülmesinin bir nedeni de budur. Viyana Üniversitesi onkologlarından Prof. Wrba kanser riski taşıyan kimselere sistemli olarak uygulanan enzimleri de içeren koruyucu tedavinin kanser oranını yüzde 50 azaltabileceğini savunmaktadır. Kanserden korunmanın en iyi yolu fonksiyonu çok iyi olan bağışıklık sistemidir. Gerçekten çok iyi immün sistemi ise enzimlerin tam olduğu zaman mümkündür. Özellikle yaşlı kimselerin yeterli miktarda protein parçalayıcı enzimleri almaları gerekir.

AKTİVİTE ETMENİN YOLLARI
Çok eski bir deyim; "Kahvaltını kral gibi, öğle yemeğini normal bir vatandaş gibi, akşam yemeğini ise dilenci gibi yap" der. Bu kural özellikle günümüzde geçerlidir. Ne kadar çok yenirse vücudun bu yemeği sindirmek için o kadar çok enzime gereksinimi olur. Enzimleri artırmak için birinci koşul sağlıklı beslenmedir. Günümüzde bu kolay olmamaktadır. Çünkü hiçbir şey taze ve işlem görmemiş olarak önümüze gelmemektedir. 3 gün beklemiş sebze / meyve vitaminlerinin yarısını, enzimlerinin ise hemen hemen tümünü kaybediyor. Sağlıklı beslenmenin yanı sıra "enzim koruyucu yaşam tarzı" benimsenmeli, stresle baş etmeyi bilmeli, hastalıkların müzminleşmesi önlenmelidir. Stres enzim hırsızıdır. Yoğun streste kan enzimlerinde değişiklik olur. Kronik hastalıkların hemen hemen tümü enzim yetersizliği ile birliktedir. Ölçülü egzersiz, yeterli dinlenme ve iyi uyku ile vücudunuzu dinç tutarak akut hastalıklardan elden geldiğince kaçınınız. Ağır bir enfeksiyondan dolayı antibiyotik kullandıysanız hemen ardı sıra immün sisteminizin tekrar iyileşmesi için dört hafta süresince enzimden zengin beslenme kürü uygulayınız (taze çiğ sebze, bol meyve, özellikle ananas). Pişmiş, sıcak yemekleri en aza indiriniz. Ek olarak günde 3 kez 3-5 enzim tableti alınız. Ancak bu tedaviden sonra tam sağlığa kavuşabilirsiniz. Böylece enfeksiyonun tekrarlaması ya da vücudun başka bir yerinde ortaya çıkması önlenir.

MİDE ağrısı veya hazımsızlık şikayetleri olan 500 hastanın yarısından çoğunda enzim yapımının ya yetersiz ya da tamamen yok olduğu saptanmıştır. Bu özellikle 40 yaş üstünde daha çok görülür