Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
Türk halkının yarısı kalpten ölüyor « Geri
Türk halkının yarısı kalpten ölüyor
E-posta
15.10.2009'de eklendi.
Türk Kardiyoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, Devlet İstatistik Enstitüsünün (DİE) çalışmalarına göre, Türkiyedeki ölümlerin yaklaşık yarısının kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığını söyledi.
- Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi ve Türk Kardiyoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, çağın salgın hastalığı olarak nitelendirilen kalp ve damar hastalıklarının dünyada olduğu gibi Türkiyede de önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirtti.
Kalp-damar hastalıklarının erişkinlerde en sık ölüm nedeni olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tokgözoğlu, Türkiyede kanserden yaşamını yitiren her kişiye karşılık dört kişinin kalp damar hastalıklarından öldüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:
Türkiyedeki ölümlerin yaklaşık olarak yarısı kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanıyor. Trafik kazalarından ölen her kişiye karşılık ise 30 kişi kalp damar hastalıklarından ölüyor. Ülkemizde nüfusun çoğunluğunun genç olmasına rağmen, kalp damar hastalıklarındanölüm oranı yaşlı nüfuslu toplumlardaki kadar yüksek. Diğer Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında, koroner kalp hastalığına bağlı ölümlerdekadınlarda ilk sıralarda erkeklerde ise ilk beşte yer almamız endişe verici.
KALP DAMAR HASTALIKLARINA BAĞLI ÖLÜMLER ARTACAK
Prof. Dr. Tokgözoğlu, on yıl sonra daha yaşlı bir nüfusa sahip olunduğunda kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin katlanarak artacağı uyarısında bulundu. Gelişmiş ülkelerde kalp damar hastalıklarına karşı yürütülen başarılı kampanyalar sonucunda son 20 yılda kalp damar hastalıklarındabir miktar azalma olduğunun vurgulayan Prof. Dr. Tokgözoğlu, Şişmanlık ve şeker hastalığının tırmanışa geçmesiyle bu başarı önümüzdeki yıllarda gölgelenecek gibi dedi.
Prof. Dr. Tokgözoğlu, kalp damar hastalıklarının en sık görülen türünün aterosklerotik koroner kalp hastalığı olduğunu belirterek, hastalığın ateroskleroza (damar sertliğine) bağlı olarak kalbi besleyen damarların daralması sonucu oluştuğunu söyledi.
HASTALIĞIN OLUŞUMUNDA RİSK FAKTÖRLERİ
Prof. Dr. Tokgözoğlu, aterosklerotik kalp damar hastalıklarının kesinlikle yaşlanmanın sonucu olmadığını ve hastalığa yol açan risk faktörlerinin belirlendiğini söyledi. Prof. Dr. Tokgözoğlunun açıklamasına göre, bu risk faktörlerinin birçoğu yaşam tarzı ile ilgili olup önlenebilir nitelikte.
Genetik eğilim ise henüz değiştirilemiyor. Ailede birinci derece erkek akrabalarda 55, kadın akrabalarda 65 yaşından önce koroner kalp hastalığının bulunması kişide koroner kalp hastalığının gelişmesi içinönemli bir risk faktörü. Ancak en az genetik nedenler kadar çevre koşulları da etkili.
En önemli çevresel risk faktörleri sigara, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı ve kolesterolün yüksek veya iyi kolesterol olarak adlandırılan HDLnin düşük olması. Bunların yanı sıra özellikle bel çevresinde yoğunlaşan şişmanlık kalp damar hastalığı riskini artırıyor. Psikososyal stresin de kalp damar hastalıkları için bir risk oluşturabileceği düşünülüyor.
Risk faktörleri, çocukluk yaşlarından itibaren yavaş yavaş damar cidarında kalınlaşma ve yağ depolanmasına yol açıyor. Damarlar daralırken başta kişinin hiçbir şikayeti olmuyor, hastalık sinsice ilerleyip genelde erkeklerde 40 kadınlarda 50 yaş civarında şikayet oluşturmaya başlıyor.
Kişideki kalp hastalığı riskini belirlemek amacıyla geliştirilmiş tablo veya bilgisayar programları ile risk faktörlerini girerek kişinin riskini belirlemek mümkün.
KALP DAMAR SAĞLIĞININ KORUNMASI
Kalp ve damar sağlığının korunması için sigara kullanımının yoğun halk eğitimi ve caydırıcı politikalarla azaltılması, çocukluk yaşlarından itibaren sağlıklı diyet uygulanması, daha az hayvansal yağ, et ve tuz, daha fazla sebze-meyve içeren beslenme alışkanlığı kazanılması öneriliyor. Margarinlerde bulunan doymamış yağ asitlerininzararına dikkat çekilerek, sıvı yağ ve özellikle zeytinyağı tüketilmesi, haftada iki kez balık yenmesi gerekiyor.
Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için ayrıca şu önerilerde bulunuluyor:
Şekerden kaçınarak daha kompleks karbonhidratlar tüketilmeli. Trigliserid düzeyleri yüksek kişiler hiç alkol kullanmamalı, yüksek olmayanların da alkol tüketimi kısıtlanmalı.
Fast food ve işlenmiş gıdalar mümkün olduğu kadar az tüketilmeli.
Halkın eğitimi ile kişilerin kendi kan yağları ve kan basıncı (tansiyon) değerlerini bilmeleri ve belirli aralıklarla kontrol ettirmeleri sağlanmalı.
Fiziksel olarak aktif kişilerde kalp hastalığı riski yüzde 50, inme riski yüzde 25 azalır. Bu nedenle sağlıklı kişiler haftanın en az3-4 günü tempolu egzersiz yapmalı. Yürüyüş, koşma, bisiklet, yüzme, dans etme gibi tempolu hareketler ara vermeden yapılmalı. Egzersiz açken veya yemekten iki saat sonra, yavaş başlayıp yavaş sonlandırılarak yapılmalı, aşırı sıcak ve nemli havalarla aşırı soğukta yapılmamalı. Orta yaş üzerinde tempolu egzersiz programına başlamadan hekim kontrolünden geçilmeli.
- Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi ve Türk Kardiyoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, çağın salgın hastalığı olarak nitelendirilen kalp ve damar hastalıklarının dünyada olduğu gibi Türkiyede de önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirtti.
Kalp-damar hastalıklarının erişkinlerde en sık ölüm nedeni olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tokgözoğlu, Türkiyede kanserden yaşamını yitiren her kişiye karşılık dört kişinin kalp damar hastalıklarından öldüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:
Türkiyedeki ölümlerin yaklaşık olarak yarısı kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanıyor. Trafik kazalarından ölen her kişiye karşılık ise 30 kişi kalp damar hastalıklarından ölüyor. Ülkemizde nüfusun çoğunluğunun genç olmasına rağmen, kalp damar hastalıklarındanölüm oranı yaşlı nüfuslu toplumlardaki kadar yüksek. Diğer Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında, koroner kalp hastalığına bağlı ölümlerdekadınlarda ilk sıralarda erkeklerde ise ilk beşte yer almamız endişe verici.
KALP DAMAR HASTALIKLARINA BAĞLI ÖLÜMLER ARTACAK
Prof. Dr. Tokgözoğlu, on yıl sonra daha yaşlı bir nüfusa sahip olunduğunda kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin katlanarak artacağı uyarısında bulundu. Gelişmiş ülkelerde kalp damar hastalıklarına karşı yürütülen başarılı kampanyalar sonucunda son 20 yılda kalp damar hastalıklarındabir miktar azalma olduğunun vurgulayan Prof. Dr. Tokgözoğlu, Şişmanlık ve şeker hastalığının tırmanışa geçmesiyle bu başarı önümüzdeki yıllarda gölgelenecek gibi dedi.
Prof. Dr. Tokgözoğlu, kalp damar hastalıklarının en sık görülen türünün aterosklerotik koroner kalp hastalığı olduğunu belirterek, hastalığın ateroskleroza (damar sertliğine) bağlı olarak kalbi besleyen damarların daralması sonucu oluştuğunu söyledi.
HASTALIĞIN OLUŞUMUNDA RİSK FAKTÖRLERİ
Prof. Dr. Tokgözoğlu, aterosklerotik kalp damar hastalıklarının kesinlikle yaşlanmanın sonucu olmadığını ve hastalığa yol açan risk faktörlerinin belirlendiğini söyledi. Prof. Dr. Tokgözoğlunun açıklamasına göre, bu risk faktörlerinin birçoğu yaşam tarzı ile ilgili olup önlenebilir nitelikte.
Genetik eğilim ise henüz değiştirilemiyor. Ailede birinci derece erkek akrabalarda 55, kadın akrabalarda 65 yaşından önce koroner kalp hastalığının bulunması kişide koroner kalp hastalığının gelişmesi içinönemli bir risk faktörü. Ancak en az genetik nedenler kadar çevre koşulları da etkili.
En önemli çevresel risk faktörleri sigara, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı ve kolesterolün yüksek veya iyi kolesterol olarak adlandırılan HDLnin düşük olması. Bunların yanı sıra özellikle bel çevresinde yoğunlaşan şişmanlık kalp damar hastalığı riskini artırıyor. Psikososyal stresin de kalp damar hastalıkları için bir risk oluşturabileceği düşünülüyor.
Risk faktörleri, çocukluk yaşlarından itibaren yavaş yavaş damar cidarında kalınlaşma ve yağ depolanmasına yol açıyor. Damarlar daralırken başta kişinin hiçbir şikayeti olmuyor, hastalık sinsice ilerleyip genelde erkeklerde 40 kadınlarda 50 yaş civarında şikayet oluşturmaya başlıyor.
Kişideki kalp hastalığı riskini belirlemek amacıyla geliştirilmiş tablo veya bilgisayar programları ile risk faktörlerini girerek kişinin riskini belirlemek mümkün.
KALP DAMAR SAĞLIĞININ KORUNMASI
Kalp ve damar sağlığının korunması için sigara kullanımının yoğun halk eğitimi ve caydırıcı politikalarla azaltılması, çocukluk yaşlarından itibaren sağlıklı diyet uygulanması, daha az hayvansal yağ, et ve tuz, daha fazla sebze-meyve içeren beslenme alışkanlığı kazanılması öneriliyor. Margarinlerde bulunan doymamış yağ asitlerininzararına dikkat çekilerek, sıvı yağ ve özellikle zeytinyağı tüketilmesi, haftada iki kez balık yenmesi gerekiyor.
Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için ayrıca şu önerilerde bulunuluyor:
Şekerden kaçınarak daha kompleks karbonhidratlar tüketilmeli. Trigliserid düzeyleri yüksek kişiler hiç alkol kullanmamalı, yüksek olmayanların da alkol tüketimi kısıtlanmalı.
Fast food ve işlenmiş gıdalar mümkün olduğu kadar az tüketilmeli.
Halkın eğitimi ile kişilerin kendi kan yağları ve kan basıncı (tansiyon) değerlerini bilmeleri ve belirli aralıklarla kontrol ettirmeleri sağlanmalı.
Fiziksel olarak aktif kişilerde kalp hastalığı riski yüzde 50, inme riski yüzde 25 azalır. Bu nedenle sağlıklı kişiler haftanın en az3-4 günü tempolu egzersiz yapmalı. Yürüyüş, koşma, bisiklet, yüzme, dans etme gibi tempolu hareketler ara vermeden yapılmalı. Egzersiz açken veya yemekten iki saat sonra, yavaş başlayıp yavaş sonlandırılarak yapılmalı, aşırı sıcak ve nemli havalarla aşırı soğukta yapılmamalı. Orta yaş üzerinde tempolu egzersiz programına başlamadan hekim kontrolünden geçilmeli.
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Güncel konular
izmirde Dubai çikolatası modası
Büyük küçük herkesin lezzetine doyamadığı Dubai çikolatası hem görüntüsü hem çıtırdısı ile herkesi mest ediyor.
Çikolatanın sırrı kadayıf ve antepfıstığı ezmesinde saklı.
Uğruna uzun kuyruklar o
Tiktok başta olmak üzere instagram ve influencerların yaptığı dubai çikolatasını sizde öğrenmek ve sevdiklerinizle paylaşmak istermisiniz.
İşte A dan Z ye Dubai çikolatasının yapımını öğrenebileceğ
Dubai çikolatası, dünyanın her yerinden gurmeler ve çikolata severler için bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Bu tariflerde, hem klasik hem de yaratıcı seçenekler sunarak, sizlere evinizde Dubai'nin eş
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Son Yorumlar
Limonlu panna cotta için:
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için: