Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
Organik Tarım « Geri
Organik Tarım
E-posta
15.10.2009'de eklendi.
Çocuklarımıza bir zamanlar sahip olduğumuz ve belki de halen sahip olduğumuz gibi verimli topraklar, sağlıklı bitkiler, hayvanlar bırakabilecek miyiz? Yaptığımız tarımla ürettiğimiz ürünler insan sağlığına ne derece uygun? Toprağa kentleşme, sanayileşme, tarım ilaçları ve hormonlar yoluylogeçen zararlı maddelerin yeni hastalıklara sebep olması, bağışıklık kazanmış yeni zararlıların ortaya çıkması, kullanılan ilaçlarınzararlıların yanında yararlıları da öldürmesi, doğal dengenin bozulmasına neden oluyor. Pestisid adı verilen zararlı maddeler sadece toprağın yapısını bozmakla kalmıyor.
Bu zararlı maddelerin yüzde 9O'ı kullanıldıktan altı saat sonra havaya karışıyor. Dolayısıyla ormanların olumu, ve oluyorlar. ilk kullanıldığında tarımda yeni bir reform ve mucize gibi görülmüştü. Ancak daha sonra tam bir felaketoldu. Pestizidlerin kullanımı sonucunda daha önce hiç bilinmeyen ve şu anda mücadelesi güç olan çeşitler görülünceye kadar bu mucize aldatmacası devam etti. Tarımda kullanılan pestizidler zincirleme bir gelaketi beraberinde getiriyor. Örneğin, azot ve gübrelemede bitki, ihtiyacı olan azotu aldıktan sonra geride kalan taban suyuna nitrat formunda karışıyor.
Ürün hasat edildikten sonra nitrat nitrite dönüşerek canlı bünyesinde nitrozaminlere dönüşüyor ve bu da kansere yol açıyor. işte bu nedenle herhangi bir kimyasal ilaçlama, suni gübre ve hormon kullanılmadan yapılan tarım ancak topraktan bitkilere, hayvanlara ve insanlara uzanan doğal döngünün sağlıklı işlemesini sağlıyabiliyor. Ekolojik tarımın doğuşu Toprağı, hayvanları, bitkileri, böcekleri ve insanları bir bütün olarak kabul eden ve doğal dengeyi bozmadan tarım yapmayı amaçlayan ekolojik tarım metodu 1920'lerde doğdu. Ekolojik tarımın ana prensibi doğayla uyumdu. Bu tarım metodunda oynı zamanda daho az enerji kullanılıyor ve tarımsal işletmelerin kendi kendine yetmesi esas alınıyor.
Ekolojik farımda kolay çözünen mineraller yerine, özenli bakım, işletmenin kendi gübrelerinden (kompost, yarısıvı hayvan gübresi) yararlanma, toprağı özenli işleme, yeşil gübreleme, çeşitli türlerin ekimi ve toprağı devamlı örtülü tutmak yeterli oluyor. Doğal döngünün sağlıklı islemesi için, kimyasal maddelerin ve suni gübrelerin yerim, dayanıklı, sağlıklı çeşitlerin, çevreye uygun turlenn seçimi, toprak sağlığını ve bitkinin direncini, bitki ekstratlarındon elde edilmiş koruyucu ürünlerle muhafaza etme ve artırma yöntemleri alıyor.
Hormon ve antibiyotikler gibi ilave yem alımından vazgeçiliyor. Yerine çok çeşitli hayvan yetiştirilerek hayvanların istediği koşullar sağlanıyor.
Ekolojik tarımın temel amaçları;
Tarımsal işletmede mümkün olduğunca kapalı bir kan dolaşımını sağlamak, işletmeye çok yönlü bir yapı kazandırmak.
Optimum toprak verimliliği sağlamak ve bunu devamlı kılmak.
Toprağın biyolojik aktivitesi aracılığıyla endrekt bitkiyi beslemek.
Çiftlik gübresini en iyi şekilde hazırlamak
Hayvanların cinslerine uygun barınma ve yetiştirme koşullarını sağlamak
Kolay çözünen mineral gübrelerin, kimyasal-sentetik pestisidier, kimyesel yardımcı maddelerin kullanımından vazgeçme
Tarımsal işletmeden gelir sağlayanlara iyi bir yaşam standardı ve gelir düzeyi sağlamak
Doğadaki canlıları (hayvanları, bitkileri, mikroorganizmaları) düşman veya köle gibi görmeden birlikte yaşamayı öğrenmek
Sağlıklı bir doğa
Beslenme fizyolojisini dikkate alarak kaliteli bir yaşam Ekolojik tarım metodunda iki yöntem kullanılıyor; Biyolojik- dinamik tarım ve biyolojik- organik tarım metodları.
Biyolojik-dinamik tarım:
1922-23 yıllarında Almanya'da köylüler insan biliminin kurucusu Rudolf Steiner'e başvurarak tohumun soysuzlaşmasını nasıl ? engelleyebileceklerini ve ürünün kalitesini nasıl artırabileceklerini sordular. Bunun üzerine Steiner, 1924 yılında zirai bir kurs vererek biyolojik-dinomik tarım metodunun ilk anlatımını yaptı. 0 zaman yaptığı tanımlar daha sonra yapılan denemelerle onaylandı ve geliştirildi. Kısa zamanda Almanya'da yayılan biyolojik-dinamik tarım 1941 yılında Naziler tarafından yasaklandı. Buno karşın hareket 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yeniden hız kazandı. Türkiye'de de üretilen ve pazorlanan ürünlere de verilen "Demeter" markası 1928 yılından beri bu metodla üretilen ürünlere veriliyor.
Biyolojik-organik tarım:
Rudolf Steiner'le aynı yıllarda çalışmaya başlayan Dr. Hans Müller ve eşi Maria Müller, daha sonraları Doç. Dr. H.P. Rusch'un da çalışmalarına katılmasıyla biyolojik-organik tarım metodunu geliştirdiler. Metod 1971 yılında Heiningen/isviçre'de son şeklini aldı. Bioland, Naruland gibi markalarsa bu tarım metadonu kullanarak üretim yapıyorlar.
Biyolojik-organik tarımla biyolojik-dinamik tarım arasındaki en belirgin fark, biyojik-dinamik tarım metodunda ekim, hasat, ilaçlama gibi zamanlarda kozmik ritmin dikkate alınması. Aynı zamanda biyolojik-dinamik tarım metodunda yiyecek artıklarından oluşan kompost-hornmist ve hornkeisel gibi preparatlar da kullanılıyor. .
Türkiye'de Ekolojik Tarım
Ekolojik tarım Türkiye'de yaklaşık 25 yıl önce yabancı ülkelerden gelen talep üzerine başladı. Daha sonra ithalatçı girmalar Türkiye'de irtibat büroları açarak burada kendi eko-tarım projelerini yürütecek, projeyi takip edecek, danışmanlık hizmeti verecek ziraat mühendisleriyle çalışarak kendi eko-tarım ağlarını kurdular. Zamanla ekolojik tarım projeleri Türk ihracat firmaları tarafından yürütülmeye başlandı. Ve üretim, iç piyasadan çok ihracata yöneldi. İhracat firmaları, üreticiler ile yaptıkları sözleşmelerde ekolojik tarım esaslarının yerine getirilmesi için eko-proje danışmanlarıyla çalışıyor. Genellikle ziraat mühendislerinden oluşan bu danışmanlar üreticileri eko-tarım konusunda bilgilendiriyor. Denetim ve kontrol organları da üretimden paketlemeye kadar Avrupa Birliği'nin ilgili yönetmeliği ve Türk Eko-Tarım yönetmeliğine göre kontrollerini yapıyorlar. Son yıllarda özellikle 1998 yılından bu yana Türk eko-tarım piyasası da gelişti.
Bu zararlı maddelerin yüzde 9O'ı kullanıldıktan altı saat sonra havaya karışıyor. Dolayısıyla ormanların olumu, ve oluyorlar. ilk kullanıldığında tarımda yeni bir reform ve mucize gibi görülmüştü. Ancak daha sonra tam bir felaketoldu. Pestizidlerin kullanımı sonucunda daha önce hiç bilinmeyen ve şu anda mücadelesi güç olan çeşitler görülünceye kadar bu mucize aldatmacası devam etti. Tarımda kullanılan pestizidler zincirleme bir gelaketi beraberinde getiriyor. Örneğin, azot ve gübrelemede bitki, ihtiyacı olan azotu aldıktan sonra geride kalan taban suyuna nitrat formunda karışıyor.
Ürün hasat edildikten sonra nitrat nitrite dönüşerek canlı bünyesinde nitrozaminlere dönüşüyor ve bu da kansere yol açıyor. işte bu nedenle herhangi bir kimyasal ilaçlama, suni gübre ve hormon kullanılmadan yapılan tarım ancak topraktan bitkilere, hayvanlara ve insanlara uzanan doğal döngünün sağlıklı işlemesini sağlıyabiliyor. Ekolojik tarımın doğuşu Toprağı, hayvanları, bitkileri, böcekleri ve insanları bir bütün olarak kabul eden ve doğal dengeyi bozmadan tarım yapmayı amaçlayan ekolojik tarım metodu 1920'lerde doğdu. Ekolojik tarımın ana prensibi doğayla uyumdu. Bu tarım metodunda oynı zamanda daho az enerji kullanılıyor ve tarımsal işletmelerin kendi kendine yetmesi esas alınıyor.
Ekolojik farımda kolay çözünen mineraller yerine, özenli bakım, işletmenin kendi gübrelerinden (kompost, yarısıvı hayvan gübresi) yararlanma, toprağı özenli işleme, yeşil gübreleme, çeşitli türlerin ekimi ve toprağı devamlı örtülü tutmak yeterli oluyor. Doğal döngünün sağlıklı islemesi için, kimyasal maddelerin ve suni gübrelerin yerim, dayanıklı, sağlıklı çeşitlerin, çevreye uygun turlenn seçimi, toprak sağlığını ve bitkinin direncini, bitki ekstratlarındon elde edilmiş koruyucu ürünlerle muhafaza etme ve artırma yöntemleri alıyor.
Hormon ve antibiyotikler gibi ilave yem alımından vazgeçiliyor. Yerine çok çeşitli hayvan yetiştirilerek hayvanların istediği koşullar sağlanıyor.
Ekolojik tarımın temel amaçları;
Tarımsal işletmede mümkün olduğunca kapalı bir kan dolaşımını sağlamak, işletmeye çok yönlü bir yapı kazandırmak.
Optimum toprak verimliliği sağlamak ve bunu devamlı kılmak.
Toprağın biyolojik aktivitesi aracılığıyla endrekt bitkiyi beslemek.
Çiftlik gübresini en iyi şekilde hazırlamak
Hayvanların cinslerine uygun barınma ve yetiştirme koşullarını sağlamak
Kolay çözünen mineral gübrelerin, kimyasal-sentetik pestisidier, kimyesel yardımcı maddelerin kullanımından vazgeçme
Tarımsal işletmeden gelir sağlayanlara iyi bir yaşam standardı ve gelir düzeyi sağlamak
Doğadaki canlıları (hayvanları, bitkileri, mikroorganizmaları) düşman veya köle gibi görmeden birlikte yaşamayı öğrenmek
Sağlıklı bir doğa
Beslenme fizyolojisini dikkate alarak kaliteli bir yaşam Ekolojik tarım metodunda iki yöntem kullanılıyor; Biyolojik- dinamik tarım ve biyolojik- organik tarım metodları.
Biyolojik-dinamik tarım:
1922-23 yıllarında Almanya'da köylüler insan biliminin kurucusu Rudolf Steiner'e başvurarak tohumun soysuzlaşmasını nasıl ? engelleyebileceklerini ve ürünün kalitesini nasıl artırabileceklerini sordular. Bunun üzerine Steiner, 1924 yılında zirai bir kurs vererek biyolojik-dinomik tarım metodunun ilk anlatımını yaptı. 0 zaman yaptığı tanımlar daha sonra yapılan denemelerle onaylandı ve geliştirildi. Kısa zamanda Almanya'da yayılan biyolojik-dinamik tarım 1941 yılında Naziler tarafından yasaklandı. Buno karşın hareket 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yeniden hız kazandı. Türkiye'de de üretilen ve pazorlanan ürünlere de verilen "Demeter" markası 1928 yılından beri bu metodla üretilen ürünlere veriliyor.
Biyolojik-organik tarım:
Rudolf Steiner'le aynı yıllarda çalışmaya başlayan Dr. Hans Müller ve eşi Maria Müller, daha sonraları Doç. Dr. H.P. Rusch'un da çalışmalarına katılmasıyla biyolojik-organik tarım metodunu geliştirdiler. Metod 1971 yılında Heiningen/isviçre'de son şeklini aldı. Bioland, Naruland gibi markalarsa bu tarım metadonu kullanarak üretim yapıyorlar.
Biyolojik-organik tarımla biyolojik-dinamik tarım arasındaki en belirgin fark, biyojik-dinamik tarım metodunda ekim, hasat, ilaçlama gibi zamanlarda kozmik ritmin dikkate alınması. Aynı zamanda biyolojik-dinamik tarım metodunda yiyecek artıklarından oluşan kompost-hornmist ve hornkeisel gibi preparatlar da kullanılıyor. .
Türkiye'de Ekolojik Tarım
Ekolojik tarım Türkiye'de yaklaşık 25 yıl önce yabancı ülkelerden gelen talep üzerine başladı. Daha sonra ithalatçı girmalar Türkiye'de irtibat büroları açarak burada kendi eko-tarım projelerini yürütecek, projeyi takip edecek, danışmanlık hizmeti verecek ziraat mühendisleriyle çalışarak kendi eko-tarım ağlarını kurdular. Zamanla ekolojik tarım projeleri Türk ihracat firmaları tarafından yürütülmeye başlandı. Ve üretim, iç piyasadan çok ihracata yöneldi. İhracat firmaları, üreticiler ile yaptıkları sözleşmelerde ekolojik tarım esaslarının yerine getirilmesi için eko-proje danışmanlarıyla çalışıyor. Genellikle ziraat mühendislerinden oluşan bu danışmanlar üreticileri eko-tarım konusunda bilgilendiriyor. Denetim ve kontrol organları da üretimden paketlemeye kadar Avrupa Birliği'nin ilgili yönetmeliği ve Türk Eko-Tarım yönetmeliğine göre kontrollerini yapıyorlar. Son yıllarda özellikle 1998 yılından bu yana Türk eko-tarım piyasası da gelişti.
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Güncel konular
izmirde Dubai çikolatası modası
Büyük küçük herkesin lezzetine doyamadığı Dubai çikolatası hem görüntüsü hem çıtırdısı ile herkesi mest ediyor.
Çikolatanın sırrı kadayıf ve antepfıstığı ezmesinde saklı.
Uğruna uzun kuyruklar o
Tiktok başta olmak üzere instagram ve influencerların yaptığı dubai çikolatasını sizde öğrenmek ve sevdiklerinizle paylaşmak istermisiniz.
İşte A dan Z ye Dubai çikolatasının yapımını öğrenebileceğ
Dubai çikolatası, dünyanın her yerinden gurmeler ve çikolata severler için bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Bu tariflerde, hem klasik hem de yaratıcı seçenekler sunarak, sizlere evinizde Dubai'nin eş
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Son Yorumlar
Limonlu panna cotta için:
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için: