Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
Osteoporoz « Geri
Osteoporoz
E-posta
15.10.2009'de eklendi.
Küresel ısınma, çevre kirliliği, kanserojen katkılar ve savaş Hepsi ama hepsi bizim eserimiz. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyen, bireyselliği yüceltip toplumsallığı küçümseyen, paylaşmayı unutan ve unutturan, yalnızca günü yaşamak isteyen ve geleceğe kör olmayı tercih eden biz.
Ne yazıktır ki, bir avuç egemen zihniyete sunduğumuz evrensel itibar ya da tavizdir; aklımızı dumura uğratan bu bulanık iz. Ve aslında, parasından başka hiçbir şeyi olmayan kardeşlerimizin, dünyanın en yoksul insanları olduğunu unutmuş olan aklımız ve biz.
Her şeye rağmen er şeye rağmenHer gezegenimiz sessiz, vakur ve sabırlı. Hani şımarık çocukların tepinmeleri vardır ya, işte onu şefkatle izleyen hoşgörülü bir baba misali. İyi ama biz, olan bitene seyirci kalıp da daha ne kadar üzeceğiz babamızı?
Kalça kırığı
Şimdi tam zamanı değil mi dik durmanın? Bizi kırmak ve kamburlaştırmak isteyen osteoporozla mücadelede ettiğimiz gibi.
Bugün osteoporoz, kişiye özel sorun olmaktan çıkmıştır. Toplumsal önem taşıyan bir sorun haline gelmiştir. Rüyalarımıza giren ama içine bir türlü giremediğimiz AB ülkelerinde her 30 saniyede bir osteoporoza bağlı kırık olgusu bildirilmektedir. Bu veri, Romanya ve Bulgaristan henüz AB'ye girmeden öncesine aitHele biz de girelim, artık hesabını siz tutun, bize karşı kemikleşmiş AB ülkelerinde duyacağımız kemik seslerinin şiddet ve frekansını.
Gezegenimizde 1 yıl içinde görülen kalça kırığı sayısı 1950'de 1.5 milyon iken bu sayının 2050 yılında 6 milyonun üzerine çıkması bekleniyor. Ve üzülerek söylüyoruz ki her 3 kalça kırığından 1'i yaşamını yitiriyor. Bunlar son derece çarpıcı ve dikkate alınması gereken rakamlardır. Sonuç itibarı ile bu rakamlar; kadın ve erkek sağlığını tehdit eden prostat, meme, yumurtalık kanserleri kadar hatta onlardan daha bile fazladır.
Yaş çok önemli
Dünya Sağlık Örgütü 2025 yılında ortalama yaşın 73 yıla çıkacağını tahmin etmekte. Ancak sakat, kırık, çıkık ya da içi kof bir ileri yaşı kim arzu eder? Kantite yani yaş önemli, tamam, ama asıl önemli olan kaliteli bir yaşamdır. Ya da kaliteli bir gelecek için kaliteli yaşamaktır. Bunun için de bilgi yetmez, bilgece paylaşımlar gerekir.
Mutlak olan tek şey harekettir. Hareketsiz hiçbir şey yoktur. Hareketsizlik, tükenmeye ya da tüketilişe teslimiyettir. Osteoporozun önlenmesi açısından da bu aynen geçerlidir.
Dans ve folklor
Yürüyüş, ofis içinde kısa süreli molalar, egzersiz bağlamında hareketler, osteoporozu önler.
Dans ve folklor de bir çeşit egzersizdir. Spordan hoşlanmayanlara alternatif olarak tavsiye ederim.
Osteoporoz 3 erkeğe karşın 5 kadında görülmektedir. Kadınlarda sık görülmesi menopoz sürecine bağlanmaktadır. Buradan osteoporozun yalnız kadınlara ait bir hastalık olmadığı anlaşılmaktadır. Erkeklerde de hatta çocuklarda bile görülen bir hastalıktır.
Bebekken başlar
Kemik erimesine karşı korunma çabalarımız, bebeler henüz ana rahmindeyken başlamalı ve yaşam boyu sürdürülmelidir. Bunun için ilk adım, annenin gebelik sürecinde dengeli beslenmesi ile atılmalıdır. Karbonhidrat, protein ve yağların dengeli tüketiminin yanı sıra kalsiyum, demir gibi minerallerin ve başta D Vitamini olmak üzere temel vitaminlerin düzenli bir şekilde alınması gerekir.
Bu amaçla gebelik sürecince süt, süt ürünleri, balık tüketilmelidir.
Açık havada yapacağımız yürüyüşler güneş ışınlarından istifade etmemizi sağlar. Yürüyüşle yetinmeyelim. Zevk ve yeteneğimize göre spor da yapalım. Güneş ışını, D vitamini sentezi için şarttır. D vitamini, kemiklerin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir vitamindir.
Güneş görmeyen kişilerde osteoporoza bağlı kemik kırıkları son derece yüksek bir oranda görülmektedir. Bu durum özellikle bizim gibi gelişme sürecinde olan ülkelerde daha sık gözlenmektedir.
Yemek/içmek konusunda titizliği, ana rahminden başlayıp 30 yaşına kadar taviz vermeden sürdürmeliyiz. Bu yaşlarda oluşturacağımız kemik kütlemiz, geleceğimiz adına belirleyici olacaktır. Yani ne ekersek onu biçeceğiz. Unutulmamalıdır ki, 30- 35 yaşlarına kadar kemik kütlemizdeki yapım, bu yaşlardan sonra yıkım hakimdir.
Osteoporoz, en basit şekilde kemik erimesi olarak tanımlanır. Aslında gerçek anlamda kemik erimesi değil de kemiklerin sıkılığında azalma ve sünger gibi yumuşama eğilimi söz konusudur. Yumuşama, kemiklerin esas yapısını oluşturan kalsiyum yoğunluğunda azalma nedeniyle oluşur. Ve bu durum, kemiklerin kolayca kırılması demektir.
Boyun kaç?
Osteoporozun en erken bulgusu boy kısalmasıdır. Doktorunuz tarafından boyunuz ölçüldüğü zaman böyle bir durum saptanırsa, osteoporoz uyarısı olarak kabul edilir. Kamburlaşma, diğer önemli uyarıdır. Sırt ağrıları ve kırıklar, osteoporozun ilerlemiş dönemlerine ait bulgulardır.
Sigara içenler erken menapoza girer. Erken menapoz, osteoporoz için büyük bir risktir. Günde 100 ml'den fazla alkol tüketimi kemik yıkımına neden olur. Sarhoş olup da devrilme ya da bir yerlere çarpma riski ise dramatiktir. Osteoporozun erken tanısı "kemik dansitometresi" adı verilen bir ölçüm ile konur.
Kimler risklidir?
* 45 yaşın altında menapoza girenler
* Ailede osteoporozu olanlar
* İleri yaşlar
* Sigara içenler
* Alkol kullananlar
* Spor yapmayanlar
Ne yapmalıyız?
* Dengeli beslenin
* Süt, yoğurt, peynir tüketin
* Spor yapın
* Güneşten faydalanın
Ne yazıktır ki, bir avuç egemen zihniyete sunduğumuz evrensel itibar ya da tavizdir; aklımızı dumura uğratan bu bulanık iz. Ve aslında, parasından başka hiçbir şeyi olmayan kardeşlerimizin, dünyanın en yoksul insanları olduğunu unutmuş olan aklımız ve biz.
Her şeye rağmen er şeye rağmenHer gezegenimiz sessiz, vakur ve sabırlı. Hani şımarık çocukların tepinmeleri vardır ya, işte onu şefkatle izleyen hoşgörülü bir baba misali. İyi ama biz, olan bitene seyirci kalıp da daha ne kadar üzeceğiz babamızı?
Kalça kırığı
Şimdi tam zamanı değil mi dik durmanın? Bizi kırmak ve kamburlaştırmak isteyen osteoporozla mücadelede ettiğimiz gibi.
Bugün osteoporoz, kişiye özel sorun olmaktan çıkmıştır. Toplumsal önem taşıyan bir sorun haline gelmiştir. Rüyalarımıza giren ama içine bir türlü giremediğimiz AB ülkelerinde her 30 saniyede bir osteoporoza bağlı kırık olgusu bildirilmektedir. Bu veri, Romanya ve Bulgaristan henüz AB'ye girmeden öncesine aitHele biz de girelim, artık hesabını siz tutun, bize karşı kemikleşmiş AB ülkelerinde duyacağımız kemik seslerinin şiddet ve frekansını.
Gezegenimizde 1 yıl içinde görülen kalça kırığı sayısı 1950'de 1.5 milyon iken bu sayının 2050 yılında 6 milyonun üzerine çıkması bekleniyor. Ve üzülerek söylüyoruz ki her 3 kalça kırığından 1'i yaşamını yitiriyor. Bunlar son derece çarpıcı ve dikkate alınması gereken rakamlardır. Sonuç itibarı ile bu rakamlar; kadın ve erkek sağlığını tehdit eden prostat, meme, yumurtalık kanserleri kadar hatta onlardan daha bile fazladır.
Yaş çok önemli
Dünya Sağlık Örgütü 2025 yılında ortalama yaşın 73 yıla çıkacağını tahmin etmekte. Ancak sakat, kırık, çıkık ya da içi kof bir ileri yaşı kim arzu eder? Kantite yani yaş önemli, tamam, ama asıl önemli olan kaliteli bir yaşamdır. Ya da kaliteli bir gelecek için kaliteli yaşamaktır. Bunun için de bilgi yetmez, bilgece paylaşımlar gerekir.
Mutlak olan tek şey harekettir. Hareketsiz hiçbir şey yoktur. Hareketsizlik, tükenmeye ya da tüketilişe teslimiyettir. Osteoporozun önlenmesi açısından da bu aynen geçerlidir.
Dans ve folklor
Yürüyüş, ofis içinde kısa süreli molalar, egzersiz bağlamında hareketler, osteoporozu önler.
Dans ve folklor de bir çeşit egzersizdir. Spordan hoşlanmayanlara alternatif olarak tavsiye ederim.
Osteoporoz 3 erkeğe karşın 5 kadında görülmektedir. Kadınlarda sık görülmesi menopoz sürecine bağlanmaktadır. Buradan osteoporozun yalnız kadınlara ait bir hastalık olmadığı anlaşılmaktadır. Erkeklerde de hatta çocuklarda bile görülen bir hastalıktır.
Bebekken başlar
Kemik erimesine karşı korunma çabalarımız, bebeler henüz ana rahmindeyken başlamalı ve yaşam boyu sürdürülmelidir. Bunun için ilk adım, annenin gebelik sürecinde dengeli beslenmesi ile atılmalıdır. Karbonhidrat, protein ve yağların dengeli tüketiminin yanı sıra kalsiyum, demir gibi minerallerin ve başta D Vitamini olmak üzere temel vitaminlerin düzenli bir şekilde alınması gerekir.
Bu amaçla gebelik sürecince süt, süt ürünleri, balık tüketilmelidir.
Açık havada yapacağımız yürüyüşler güneş ışınlarından istifade etmemizi sağlar. Yürüyüşle yetinmeyelim. Zevk ve yeteneğimize göre spor da yapalım. Güneş ışını, D vitamini sentezi için şarttır. D vitamini, kemiklerin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir vitamindir.
Güneş görmeyen kişilerde osteoporoza bağlı kemik kırıkları son derece yüksek bir oranda görülmektedir. Bu durum özellikle bizim gibi gelişme sürecinde olan ülkelerde daha sık gözlenmektedir.
Yemek/içmek konusunda titizliği, ana rahminden başlayıp 30 yaşına kadar taviz vermeden sürdürmeliyiz. Bu yaşlarda oluşturacağımız kemik kütlemiz, geleceğimiz adına belirleyici olacaktır. Yani ne ekersek onu biçeceğiz. Unutulmamalıdır ki, 30- 35 yaşlarına kadar kemik kütlemizdeki yapım, bu yaşlardan sonra yıkım hakimdir.
Osteoporoz, en basit şekilde kemik erimesi olarak tanımlanır. Aslında gerçek anlamda kemik erimesi değil de kemiklerin sıkılığında azalma ve sünger gibi yumuşama eğilimi söz konusudur. Yumuşama, kemiklerin esas yapısını oluşturan kalsiyum yoğunluğunda azalma nedeniyle oluşur. Ve bu durum, kemiklerin kolayca kırılması demektir.
Boyun kaç?
Osteoporozun en erken bulgusu boy kısalmasıdır. Doktorunuz tarafından boyunuz ölçüldüğü zaman böyle bir durum saptanırsa, osteoporoz uyarısı olarak kabul edilir. Kamburlaşma, diğer önemli uyarıdır. Sırt ağrıları ve kırıklar, osteoporozun ilerlemiş dönemlerine ait bulgulardır.
Sigara içenler erken menapoza girer. Erken menapoz, osteoporoz için büyük bir risktir. Günde 100 ml'den fazla alkol tüketimi kemik yıkımına neden olur. Sarhoş olup da devrilme ya da bir yerlere çarpma riski ise dramatiktir. Osteoporozun erken tanısı "kemik dansitometresi" adı verilen bir ölçüm ile konur.
Kimler risklidir?
* 45 yaşın altında menapoza girenler
* Ailede osteoporozu olanlar
* İleri yaşlar
* Sigara içenler
* Alkol kullananlar
* Spor yapmayanlar
Ne yapmalıyız?
* Dengeli beslenin
* Süt, yoğurt, peynir tüketin
* Spor yapın
* Güneşten faydalanın
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Güncel konular
izmirde Dubai çikolatası modası
Büyük küçük herkesin lezzetine doyamadığı Dubai çikolatası hem görüntüsü hem çıtırdısı ile herkesi mest ediyor.
Çikolatanın sırrı kadayıf ve antepfıstığı ezmesinde saklı.
Uğruna uzun kuyruklar o
Tiktok başta olmak üzere instagram ve influencerların yaptığı dubai çikolatasını sizde öğrenmek ve sevdiklerinizle paylaşmak istermisiniz.
İşte A dan Z ye Dubai çikolatasının yapımını öğrenebileceğ
Dubai çikolatası, dünyanın her yerinden gurmeler ve çikolata severler için bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Bu tariflerde, hem klasik hem de yaratıcı seçenekler sunarak, sizlere evinizde Dubai'nin eş
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Son Yorumlar
Limonlu panna cotta için:
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için: