Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
Kolesterolün İyisi ve Kötüsü « Geri
Kolesterolün İyisi ve Kötüsü
E-posta
15.10.2009'de eklendi.
son yıllarda yapılan araştırmalarda, kalp hastalıklarını riskini gıdalarla aldığımız kolesterolden ziyade, katı yağ miktarının ve kandaki "kötü" kolesterolün oksitlenmesinin arttırdığının saptandığını belirterek noktalamıştık. Bu hafta kolesterolün hangisi iyi, hangisi kötü, nasıl oranlanmalı, ölçüsü ne olmalı gibi sorulara cevaplar arayacağız.
Kalp hastalığı riskini arttıran etmenler arasında kolesterolün rolü uzun zamandır biliniyordu. 1970'li yıllara gelindiğinde kolesterolün bizzat kendisinin yanı sıra, kolesterolün kanda taşınmasını sağlayan maddelerin de etkili olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Önce kolesterolün ne olduğuna bakmalıyız. Kolesterol, yaşam için gerekli bir maddedir. Mum kıvamında yağımsı bir maddedir. Kolesterol, beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere tüm vücutta yaygın olarak bulunur.
Vücut kolesterolü kullanarak hormon (kortizon, seks hormonu), D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerini üretir. Bu işlemler için kanda çok az miktarda kolesterol bulunması yeterlidir.
Burada bazı bilgileri tekrarlamakta fayda var. Eğer kanda fazla miktarda kolesterol varsa, bu kan damarlarında birikir ve kan damarlarının sertleşmesine, daralmasına (arteriyoskleroz) yol açar. Arteriyosklerozda damar duvarında biriken tek madde kolesterol değildir; akyuvarlar, kan pıhtısı, kalsiyum... gibi maddeler de birikir. Halk arasında arteriyoskleroz için damar sertliği, damar kireçlenmesi gibi ifadeler de kullanılmaktadır.
Damarlar tüm vücutta yaygın olarak bulunur ve kalp, beyin, böbrek... gibi organlara kan taşıyarak bu organların görev yapmasını sağlar. Kolesterol, hangi organın damarında birikirse o organa ait hastalıklar ortaya çıkar. Örneğin, kalbi besleyen atardamarlarda (koroner arterler) kolesterol birikimi olursa, göğüs ağrısı, kalp krizi gibi sorunlar oluşur. Böbrek damarlarında kolesterol birikimi ise, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir.
Türkiye'de, 6 milyondan fazla kişide kan kolesterol düzeyi sınırda yüksek (200-239 mg/dl) ve 2 milyon kişide yüksektir (240 mg/dl ve üstü). Gelişmiş ülkelerde ölüm nedenleri arasında, kalp ve damar hastalıkları ilk sıradadır ve yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, şişmanlık gibi sorunların düzeltilmesi ile bu ölümler önlenebilir veya geciktirilebilir. Bu nedenle, Dünya Sağlık Örgütü, kalp ve damar hastalıklarını 1 numaralı insanlık düşmanı ilan etmiştir.
Kalp ve damar hastalıklarını kolaylaştıran faktörlere, kardiyovasküler risk faktörleri adı verilir. Kanda, kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olması, hasta için risktir ve kolesterol yüksekliği bir kardiyovasküler risk faktörüdür. HDL-kolesterolün düşük olması da bir risktir. Bu riske sahip hastalarda, kalp krizi, felç, damar tıkanması, böbrek yetmezliği gibi hastalıkların ortaya çıkma olasılığı daha fazladır.
Kolesterol, kanda küçük yağ damlacıklarından ve proteinden oluşan Lipoprotein adlı maddeler içinde dolaşır. Lipoproteinler çeşitli olmakla birlikte özellikle ikisi kalp hastalıkları açısından önemlidir.
Bunlardan Yüksek Yoğunluklu Lipoproteinler (yayınlarda HDL diye de görebilirsiniz. HDL = High Density Lypoproteins) çok az kolesterol içerir ve kolesterolü kandan karaciğere taşırlar. Vücuttaki fazla kolesterolü temizleme işini üstlenmiş olduklarından, kandaki miktarlarının yüksek olması kalp hastalığı riskini azaltır. O nedenle, halk arasında iyi kolesterol diye bilinirler.
Düşük Yoğunluklu Lipoprotein (LDL diye de rastlayabilirsiniz. LDL = Low Density Lypoproteins.) adlı başka bir lipoprotein ise, hemen hemen yarısını oluşturan kolesterolü karaciğerden vücudun diğer hücrelerine taşır ve damarların çeperlerine biriktirir. Bu nedenle kalp hastalığı riskini artıran bu lipoproteine halk arasında kötü kolesterol denmektedir.
HDL ve LDL'nin yapısında kolesterol dışında protein, fosfolipidler ve trigliseridler de bulunur. İyi kolesterol HDL içerdiği kolesterol oranı % 20, protein % 45 iken; kötü kolesterol LDL'de bu iki bileşenin oranları HDL'nin tersidir (% 45 kolesterole karşılık % 25 protein). Her iki lipoproteinin fosfolipid ve trigliserid yüzdeleri ise benzerdir.
Bu kolesterollerin normal miktarları ne olmalıdır?
Kalp hastalığı riskinin düşük olması için önerilen düzeyler şöyledir:
Kandaki toplam kolesterol miktarının 200 mg/dl'yi geçmemesi;
LDL'nin (Kötü kolesterol) 130 mg/dl'yi geçmemesi;
HDL'nin (İyi kolesterol) 35 mg/dl'nin üstünde olması...
Daha önceleri yalnızca toplam kolesterole bakılırken şimdi kalp hastalığı riskini belirlemek için her üçüne de önem verilmektedir. Risk belirlemesi yaparken toplam kolesterol miktarı HDL'ye bölünmektedir. Toplam kolesterol/HDL oranının 4.5'tan düşük olması arzu edilir.
Örnek 1:
Toplam kolesterolünüz 200 mg,
HDL'niz 50 mg ise
Toplam.kolesterol / HDL oranı = 4'tür.
Bu da kalp hastalığı riskinizin düşük olduğunu gösterir.
Örnek 2:
Toplam kolesterolünüz 210 mg,
HDL'niz 35 mg ise
Toplam kolesterol / HDL oranı = 6'dır.
Bu durumda kalp hastalığı riskiniz biraz daha yüksektir.
Dengeli bir beslenme düzeni ile çoğu zaman ilaç yardımı da almadan iyi ve kötü kolesterol oranları ayarlanabilir. Ama bu da kalp hastalıkları riskini tamamen ortadan kaldırmaz. Kolesterollerin oksitlenmiş olup olmaması da "risk" açısından etkendir.
Kalp hastalığı riskini arttıran etmenler arasında kolesterolün rolü uzun zamandır biliniyordu. 1970'li yıllara gelindiğinde kolesterolün bizzat kendisinin yanı sıra, kolesterolün kanda taşınmasını sağlayan maddelerin de etkili olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Önce kolesterolün ne olduğuna bakmalıyız. Kolesterol, yaşam için gerekli bir maddedir. Mum kıvamında yağımsı bir maddedir. Kolesterol, beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere tüm vücutta yaygın olarak bulunur.
Vücut kolesterolü kullanarak hormon (kortizon, seks hormonu), D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerini üretir. Bu işlemler için kanda çok az miktarda kolesterol bulunması yeterlidir.
Burada bazı bilgileri tekrarlamakta fayda var. Eğer kanda fazla miktarda kolesterol varsa, bu kan damarlarında birikir ve kan damarlarının sertleşmesine, daralmasına (arteriyoskleroz) yol açar. Arteriyosklerozda damar duvarında biriken tek madde kolesterol değildir; akyuvarlar, kan pıhtısı, kalsiyum... gibi maddeler de birikir. Halk arasında arteriyoskleroz için damar sertliği, damar kireçlenmesi gibi ifadeler de kullanılmaktadır.
Damarlar tüm vücutta yaygın olarak bulunur ve kalp, beyin, böbrek... gibi organlara kan taşıyarak bu organların görev yapmasını sağlar. Kolesterol, hangi organın damarında birikirse o organa ait hastalıklar ortaya çıkar. Örneğin, kalbi besleyen atardamarlarda (koroner arterler) kolesterol birikimi olursa, göğüs ağrısı, kalp krizi gibi sorunlar oluşur. Böbrek damarlarında kolesterol birikimi ise, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir.
Türkiye'de, 6 milyondan fazla kişide kan kolesterol düzeyi sınırda yüksek (200-239 mg/dl) ve 2 milyon kişide yüksektir (240 mg/dl ve üstü). Gelişmiş ülkelerde ölüm nedenleri arasında, kalp ve damar hastalıkları ilk sıradadır ve yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, şişmanlık gibi sorunların düzeltilmesi ile bu ölümler önlenebilir veya geciktirilebilir. Bu nedenle, Dünya Sağlık Örgütü, kalp ve damar hastalıklarını 1 numaralı insanlık düşmanı ilan etmiştir.
Kalp ve damar hastalıklarını kolaylaştıran faktörlere, kardiyovasküler risk faktörleri adı verilir. Kanda, kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olması, hasta için risktir ve kolesterol yüksekliği bir kardiyovasküler risk faktörüdür. HDL-kolesterolün düşük olması da bir risktir. Bu riske sahip hastalarda, kalp krizi, felç, damar tıkanması, böbrek yetmezliği gibi hastalıkların ortaya çıkma olasılığı daha fazladır.
Kolesterol, kanda küçük yağ damlacıklarından ve proteinden oluşan Lipoprotein adlı maddeler içinde dolaşır. Lipoproteinler çeşitli olmakla birlikte özellikle ikisi kalp hastalıkları açısından önemlidir.
Bunlardan Yüksek Yoğunluklu Lipoproteinler (yayınlarda HDL diye de görebilirsiniz. HDL = High Density Lypoproteins) çok az kolesterol içerir ve kolesterolü kandan karaciğere taşırlar. Vücuttaki fazla kolesterolü temizleme işini üstlenmiş olduklarından, kandaki miktarlarının yüksek olması kalp hastalığı riskini azaltır. O nedenle, halk arasında iyi kolesterol diye bilinirler.
Düşük Yoğunluklu Lipoprotein (LDL diye de rastlayabilirsiniz. LDL = Low Density Lypoproteins.) adlı başka bir lipoprotein ise, hemen hemen yarısını oluşturan kolesterolü karaciğerden vücudun diğer hücrelerine taşır ve damarların çeperlerine biriktirir. Bu nedenle kalp hastalığı riskini artıran bu lipoproteine halk arasında kötü kolesterol denmektedir.
HDL ve LDL'nin yapısında kolesterol dışında protein, fosfolipidler ve trigliseridler de bulunur. İyi kolesterol HDL içerdiği kolesterol oranı % 20, protein % 45 iken; kötü kolesterol LDL'de bu iki bileşenin oranları HDL'nin tersidir (% 45 kolesterole karşılık % 25 protein). Her iki lipoproteinin fosfolipid ve trigliserid yüzdeleri ise benzerdir.
Bu kolesterollerin normal miktarları ne olmalıdır?
Kalp hastalığı riskinin düşük olması için önerilen düzeyler şöyledir:
Kandaki toplam kolesterol miktarının 200 mg/dl'yi geçmemesi;
LDL'nin (Kötü kolesterol) 130 mg/dl'yi geçmemesi;
HDL'nin (İyi kolesterol) 35 mg/dl'nin üstünde olması...
Daha önceleri yalnızca toplam kolesterole bakılırken şimdi kalp hastalığı riskini belirlemek için her üçüne de önem verilmektedir. Risk belirlemesi yaparken toplam kolesterol miktarı HDL'ye bölünmektedir. Toplam kolesterol/HDL oranının 4.5'tan düşük olması arzu edilir.
Örnek 1:
Toplam kolesterolünüz 200 mg,
HDL'niz 50 mg ise
Toplam.kolesterol / HDL oranı = 4'tür.
Bu da kalp hastalığı riskinizin düşük olduğunu gösterir.
Örnek 2:
Toplam kolesterolünüz 210 mg,
HDL'niz 35 mg ise
Toplam kolesterol / HDL oranı = 6'dır.
Bu durumda kalp hastalığı riskiniz biraz daha yüksektir.
Dengeli bir beslenme düzeni ile çoğu zaman ilaç yardımı da almadan iyi ve kötü kolesterol oranları ayarlanabilir. Ama bu da kalp hastalıkları riskini tamamen ortadan kaldırmaz. Kolesterollerin oksitlenmiş olup olmaması da "risk" açısından etkendir.
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Güncel konular
izmirde Dubai çikolatası modası
Büyük küçük herkesin lezzetine doyamadığı Dubai çikolatası hem görüntüsü hem çıtırdısı ile herkesi mest ediyor.
Çikolatanın sırrı kadayıf ve antepfıstığı ezmesinde saklı.
Uğruna uzun kuyruklar o
Tiktok başta olmak üzere instagram ve influencerların yaptığı dubai çikolatasını sizde öğrenmek ve sevdiklerinizle paylaşmak istermisiniz.
İşte A dan Z ye Dubai çikolatasının yapımını öğrenebileceğ
Dubai çikolatası, dünyanın her yerinden gurmeler ve çikolata severler için bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Bu tariflerde, hem klasik hem de yaratıcı seçenekler sunarak, sizlere evinizde Dubai'nin eş
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Son Yorumlar
Limonlu panna cotta için:
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için: