Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
Kilomuz Tamamen Bizim Kontrolümüzde mi? « Geri
Kilomuz Tamamen Bizim Kontrolümüzde mi?
E-posta
15.10.2009'de eklendi.
Bilim adamlarının uzun süredir kilomuzun sadece yediklerimizle veya egzersizle ilgili olmadığı konusunda kuşkuları vardı. Genlerin de etkisi olabileceğini düşündüler ve araştırmalarını bu alanda yoğunlaştırdılar. Genlerin kilo üzerindeki etkisini araştırmak için de tek yumurta ikizilerini kullandılar. Ve evlat edinilmiş, ayrı yerlerde büyümüş, ayrı beslenme şekillerine sahip tek yumurta ikizlerinin hemen hemen aynı kiloda oldukları, kilo ve vücut şekillerinin kendilerini evlat edinen kişilerden çok biyolojik anne ve babalarına benzediğini saptadılar.
Örnek: Amerikalı tek yumurta ikizleri Debbie ve Sharon ... Doğar doğmaz evlatlık veriliyorlar. Debbie, New Jersey'li Musevi bir ailede büyüyor. Sağlığına son derece düşkün, balık dışında et yemiyor, düzenli spor yapıyor. Sharon ise Kentucky'li Katolik bir ailede büyüyor, yiyip içtiklerine çok dikkat etmiyor, yağlı yiyecekleri ve eti seviyor, özelliklede domuz etini... Birbirlerini ilk kez 45 yaşındayken görüyorlar. Aralarındaki kilo farkı ne kadar dersiniz? Sadece 2 kg!
Araştırmacılar ikizler arasında da farklılıklar buldular. Bir grup tek yumurta ikizi ele alındı. Tüm ikizlere her gün eşit miktarda yiyecek verildi. Sonuçta her ikizin farklı oranda kilo aldığı görüldü.
Biraz gerilere gidelim; 1950'lerde Amerika Maine'deki Jackson laboratuvarı'nda deneyler için beslenen farelerden birinin aşırı yediği ve şişman olduğu saptanıyor. Bilim adamları bu şişman fareyi zayıf akrabalarıyla karşılaştırıp aşırı yeme nedenini bulmaya çalışıyorlar. Ve , sonunda buluyorlar! Zayıf farelerin kanında bulunan, ama şişman farenin kanında eksik olan bir hormon bu. Bu hormona"leptin"adını veriyorlar. Şişman fareye eksik olan bu hormonu vermeye başlıyorlar. 2 hafta sonra ağırlığının %30'unu , 4 hafta sonunda da %40'ını kaybediyor.
Kimyasal bir maddenin bir fareyi incelttiğinin duyulması büyük ilgi çekiyor. Acaba bu hormon insanlarda da yaralı olabilir mi? Yanıt İngiltere'den geliyor. Leptinin bulunmasından sonra Cambridge'deki Addenbrookes Hastanesine şişmanlık nedeniyle baş vurmuş iki çocuğun kanı yeniden incelenmeye alınıyor. Bu iki çocukta tüm laboratuvar bulguları normal olmasına rağmen doğduklarından beri şişmanlar. Ve inceleme sonucu ikisindede leptin eksikliği saptanıyor. Bu çocuklara leptin verildiğinde kilo kaybetmeye başlıyorlar. Böylece leptinin insanlar üzerindeki etkiside belirlenmiş oluyor.
Bu"sonunda şişmanlığa çare bulundu" diye büyük heyecan yaratıyor. Ancak bu heyecan çok kısa sürüyor. Yıllarca birçok kan örneğini incelemelerine rağmen Cambridge'deki bilim adamları sadece 3 leptin eksikliği daha kaydediyor. Yani leptin eksikliği çok çok nadir. Araştırmacılar bunun üzerine leptinin açlık duygusunu yok eden tek hormon olmadığı, iştahı kontrol eden mekanizmanın tetikçisi olduğu ama bu mekanizmada birçok kimyasal maddenin yer aldığı savını ortaya koyuyorlar. Ve bu sav onları"melanokortin"adlı bir başka kimyasal maddeyi bulmaya itiyor. Birçok şişman çocukta bu maddenin eksik olduğu saptanıyor. Leptin eksikliğinden çok daha sık görülüyor. Ama leptin ve melanokortin buz dağının yalnızca görünen kısmı. İştahı etkileyen başka bazı kimyasal maddelerde saptanmış durumda. Bilim adamları hala araştırıyorlar.
Tüm bu araştırmalar şişmanlığın sadece aşırı yemekle ilgili olmadığı,genlerin de rolü olduğunu doruluyor. Her birimizde iştah mekanizması bir çok gen tarafından kontrol ediliyor. Bu genlerdeki en küçük değişiklik iştahımızın az veya çok olmasına yol açabiliyor. Kilo ve vücut şeklimizde yine genlerimizin büyük rolü var. Şişman anne-babaların genelde şişman çocukları oluyor. Anne-babanızın 20'li yaşlardaki fotograflarıyla,40-50 yaşlarındaki fotoğraflarını yan yana koyun. Aradaki fark sizin için bir gösterge olabilir. Eğer arada büyük fark varsa genetik olarak kilo almaya yatkın olabilirsiniz. Bundan çıkarılacak sonuç anne-babanız kilolu ise daha dikkatli olmanız gerektiği...
Şişmanlık ilacına gelince... Bilim adamları uzun bir yolun başında olduklarını, yarın bir ilaç bulunsa bile insanlar üzerindeki tüm etkilerinin saptanabilmesi için 10-20 yıllık bir süreye ihtiyaçları olduğunu belirtiyorlar.
Şimdilik ilaç olmadığına göre tek yol doğru beslenmek ve egzersiz yapmak!
Kaynak:Kadınsağlığı
Örnek: Amerikalı tek yumurta ikizleri Debbie ve Sharon ... Doğar doğmaz evlatlık veriliyorlar. Debbie, New Jersey'li Musevi bir ailede büyüyor. Sağlığına son derece düşkün, balık dışında et yemiyor, düzenli spor yapıyor. Sharon ise Kentucky'li Katolik bir ailede büyüyor, yiyip içtiklerine çok dikkat etmiyor, yağlı yiyecekleri ve eti seviyor, özelliklede domuz etini... Birbirlerini ilk kez 45 yaşındayken görüyorlar. Aralarındaki kilo farkı ne kadar dersiniz? Sadece 2 kg!
Araştırmacılar ikizler arasında da farklılıklar buldular. Bir grup tek yumurta ikizi ele alındı. Tüm ikizlere her gün eşit miktarda yiyecek verildi. Sonuçta her ikizin farklı oranda kilo aldığı görüldü.
Biraz gerilere gidelim; 1950'lerde Amerika Maine'deki Jackson laboratuvarı'nda deneyler için beslenen farelerden birinin aşırı yediği ve şişman olduğu saptanıyor. Bilim adamları bu şişman fareyi zayıf akrabalarıyla karşılaştırıp aşırı yeme nedenini bulmaya çalışıyorlar. Ve , sonunda buluyorlar! Zayıf farelerin kanında bulunan, ama şişman farenin kanında eksik olan bir hormon bu. Bu hormona"leptin"adını veriyorlar. Şişman fareye eksik olan bu hormonu vermeye başlıyorlar. 2 hafta sonra ağırlığının %30'unu , 4 hafta sonunda da %40'ını kaybediyor.
Kimyasal bir maddenin bir fareyi incelttiğinin duyulması büyük ilgi çekiyor. Acaba bu hormon insanlarda da yaralı olabilir mi? Yanıt İngiltere'den geliyor. Leptinin bulunmasından sonra Cambridge'deki Addenbrookes Hastanesine şişmanlık nedeniyle baş vurmuş iki çocuğun kanı yeniden incelenmeye alınıyor. Bu iki çocukta tüm laboratuvar bulguları normal olmasına rağmen doğduklarından beri şişmanlar. Ve inceleme sonucu ikisindede leptin eksikliği saptanıyor. Bu çocuklara leptin verildiğinde kilo kaybetmeye başlıyorlar. Böylece leptinin insanlar üzerindeki etkiside belirlenmiş oluyor.
Bu"sonunda şişmanlığa çare bulundu" diye büyük heyecan yaratıyor. Ancak bu heyecan çok kısa sürüyor. Yıllarca birçok kan örneğini incelemelerine rağmen Cambridge'deki bilim adamları sadece 3 leptin eksikliği daha kaydediyor. Yani leptin eksikliği çok çok nadir. Araştırmacılar bunun üzerine leptinin açlık duygusunu yok eden tek hormon olmadığı, iştahı kontrol eden mekanizmanın tetikçisi olduğu ama bu mekanizmada birçok kimyasal maddenin yer aldığı savını ortaya koyuyorlar. Ve bu sav onları"melanokortin"adlı bir başka kimyasal maddeyi bulmaya itiyor. Birçok şişman çocukta bu maddenin eksik olduğu saptanıyor. Leptin eksikliğinden çok daha sık görülüyor. Ama leptin ve melanokortin buz dağının yalnızca görünen kısmı. İştahı etkileyen başka bazı kimyasal maddelerde saptanmış durumda. Bilim adamları hala araştırıyorlar.
Tüm bu araştırmalar şişmanlığın sadece aşırı yemekle ilgili olmadığı,genlerin de rolü olduğunu doruluyor. Her birimizde iştah mekanizması bir çok gen tarafından kontrol ediliyor. Bu genlerdeki en küçük değişiklik iştahımızın az veya çok olmasına yol açabiliyor. Kilo ve vücut şeklimizde yine genlerimizin büyük rolü var. Şişman anne-babaların genelde şişman çocukları oluyor. Anne-babanızın 20'li yaşlardaki fotograflarıyla,40-50 yaşlarındaki fotoğraflarını yan yana koyun. Aradaki fark sizin için bir gösterge olabilir. Eğer arada büyük fark varsa genetik olarak kilo almaya yatkın olabilirsiniz. Bundan çıkarılacak sonuç anne-babanız kilolu ise daha dikkatli olmanız gerektiği...
Şişmanlık ilacına gelince... Bilim adamları uzun bir yolun başında olduklarını, yarın bir ilaç bulunsa bile insanlar üzerindeki tüm etkilerinin saptanabilmesi için 10-20 yıllık bir süreye ihtiyaçları olduğunu belirtiyorlar.
Şimdilik ilaç olmadığına göre tek yol doğru beslenmek ve egzersiz yapmak!
Kaynak:Kadınsağlığı
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Güncel konular
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Genel olarak temel gıdaların uygun fiyatlı ve erişilebilir olduğu yerlere göre değişmekle birlikte şu şekilde sıralanabilir.
Pirinç
Bir çok ülkede temel besindir ve uygun fiyatlı enerji kaynağıd
İpek kıvamında topaklanmayan tarhana çorbası nasıl pişirilir?
Hepimizin çok sevdiği tarhana çorbası hele de sıcacık ve ipek gibi bir kıvamda olursa kim hayır diyebilir ki.
Bağışıklık sistemine de şifa olan tarhana çorbasını kışın kahvaltılarınız da da kolayl
Böreğin altı neden pişmez? Evde böreğin altı üstü gibi tam olarak istediğimiz renkte ve pişmişlikte olmaz.
Eğer böreğin altınında üstü gibi pişmesini sağlamak için fırın kabınızın içini yağlamanız
Son Yorumlar
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için:
Sütlü İrmik Tatlısı için: