Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
GDO yönetmeliğine tepki « Geri
GDO yönetmeliğine tepki
E-posta
04.11.2009'de eklendi.
Genetiği değiştirilmiş gıda ve ürünlerle ilgili çıkan yönetmeliğe tepkiler yağıyor.
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, 26 Ekim 2009?da resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ?Gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimine dair yönetmelik?i halk sağlığı, tarım üretimi ve biyolojik çeşitlilik açısından endişeyle karşılıyor.
Dernek yaptığı yazılı açıklamada şu sözlere yerverdi:
Buğday Derneği olarak biz GDO ürünlerinin gıda ve yemlerde bulunmasının ülkemiz için bir gereklilik olmadığını düşünüyoruz. Uluslararası ticaret ve rekabet kanunları gereği bir düzenleme yapılması ihtiyaç ise de, yapılacak mevzuat ve uygulamaların aşağıdaki kriterleri yerine getirmesi gerekiyor:
1-Tüketiciye bilgiyi ve seçim hakkını tam veren,
2- Denetimin çok güvenli bir şekilde yapılmasını sağlayan,
3- Amaç cümlesindeki konularda olabilecek tehdit unsurlarının tespitini ve engellenmesini keyfiyete bırakmayan
Çıkartılan yönetmelik bu konularda bazı düzenlemeler içerse de bugün kesin bir yasaklamayı sadece bebek gıdalarında yaparak (madde 5.3), herhangi bir ürün üzerinde ?gdo?suzdur? ifadesinin kullanımını yasaklayarak (madde 5.8) ve bir çok maddede denetim ve GDO mevcudiyeti konusunu yorum ve keyfiyete bırakarak amaç kapsamı dışına çıkmıştır.
Konunun basit bir teknik mevzuat olmadığını, böylesine yaşamsal bir konuda Türk tüketicisi ve kamuoyunun talep ve seçimlerinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca tüm dünyada tartışmalı olan böyle bir teknolojinin ürünlerinin ülkemizde yasallaşması ancak tanımlı gerekçeler ve kontrol mekanizmaları doğrultusunda gündeme gelmeliydi. GDO nedir?
Neden GDO'ya "hayır" diyorlar?
Genetiği değiştirilmiş organizmalar... Bu tanım son dönemde hayatımıza girdi... Peki ama nedir bu GDO'lar?
Buğday Derneği, bu denli hassas ve yaşamsal bir konunun uluslararası mevzuatının ve uygulama örneklerinin incelenmesi, Türkiye koşullarında ihtiyaç olan mevzuatın tartışılması adına diğer paydaşlar ile birlikte gerekli adımları atıyor ve atmaya devam edecek.
"İÇERİĞİNDE GDO OLMA İHTİMALİ OLAN HİÇBİR ŞEYİ ALMAYIN!"
Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar Grubu'nun kurucusu Defne Koryürek, ntvmsnbc'nin yönetmelikle ilgili sorularını şöyle yanıtladı:
Öncelikle Turkiye'nin imzaladığı uluslararası anlaşma ve ticaret protokollarının farkındayız. Ayrıca, dünyanın 500 yıldır evrilmekte olduğu ekonomik modelin de idrakındayız. Bu manada GDO'nun Hindistan'dan Kenya'ya her coğrafyada zorlanmasını onaylamasak da anlayabiliyoruz.Türkiye'nin dünya ekonomik sistemi içinde yer alma gayretini de gözardı etmiyoruz. Bu manada GDO'ya dair bir duruş geliştirmenin aciliyetini yadsıyacak değiliz.Bununla beraber unutulmamalıdır ki anlaşmalar, uluslararası protokollar ve her türlü ticari işbirlikleri karşısında vatandaşın çıkarlarını kollamak devletin görevidir.Hiçbir anlaşmanın bir kapitulasyona dönüşmesine, hiç bir hür bireyin bir köle gibi muamele görmesine benim diyen hiç bir devlet rıza göstermez. Zira vatandaşın olmadığı bir düzende, devlet talidir. Dolayısıyla bürokratlarımızın ve meclisteki vekillerimizin dün Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren bu yönetmeliği nasıl olup onaylayabildiklerini anlamakta, çok zorlanıyoruz.
Zira dün Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren bu yönetmelik GDO'nun belirsiz koşullarına karşı vatandaşını koruyan kollayan bir yönetmelik değil de, GDO'lu ürünün ticaretini kurallara bağlayan bir düzenleme!
Çocuklarımızı GDO'lu gıdaların zararlarından korumak varken, neden bu ürünlerin ticaretinin yapılmasının yolu açıldı, anlamakta çok zorlanıyoruz!
Bu yönetmeliğin hiç bir şekilde ne tüketici derneklerine, ne çiftçi sendikalarına ne de ziraat odalarına sorulmaksızın kapalı kapılar arkasında kaleme alınmış olmasını, hele, esefle karşılıyoruz.
Bu işte ciddi bir yanlış var diyoruz!
Vatandaşını ticaretin, gerçek gıdayı GDO'nun önüne koyan bir yönetim arzuluyoruz.
O vakte dek kendimizi öksüz ve yetim sayıyor, bu talihsiz yönetmeliği imzalamış her kalem sahibine "oğul yigitliğin bu muydu? valla kurda yedirdin beni!" diye sorabilmeyi istiyoruz.
Gercek gıdaya herkes eşit erişim hakkı kazanana kadar, Türkiye yeniden "kendi kendisine yeten" bir Türkiye olana kadar, herkesi GDO orucuna davet ediyoruz.
Etiket okumak,organik tüketmek tek çözüm...
İçeriğinde GDO olma ihtimali olan hiçbir şeyi almayın.
Cebinizdeki, o çok zor kazandığınız paranın, tek bir kuruşunu bile GDO içerme ihtimali olan ürünlere harcamayın.
Ayrıca:
Milletvekilinize telefon edin, belediye başkanınıza telefon edin, muhtarınıza telefon edin, itirazınızı dile getirin.
Zira bundan sonraki adim Ulusal Biyoguvenlik Yasasi!"
GDO'YA HAYIR PLATFORMU
GDO'ya Hayır Platformu, "Bu ürünlerin yalnızca bebeklere yasak olması yeterli değil, toplum sağlığı tehlikeye atılıyor" diyor.
GDO'ya Hayır Platformu üyesi kuruluşlar yaptıkları yazılı açıklamada yönetmeliğin, GDO'nun olumsuzluklarını gideremeyeceğini söyledi ve "Türkiye'nin hiçbir GDO'ya ve ürününe gereksinimi yoktur. Bu ürünler açlığa çare değil" dedi.
Yönetmeliğe göre GDO'lu ürünlerin bebek mamalarında kullanılması yasak. Platform "GDO'lar bebeklere zararlıysa, neden bebeği emziren ya da karnında taşıyan anne için yasak değil?", diye soruyor. GDO'ların insan sağlığına etkileri konusunda yeterli araştırma yapılmadığı, hayvanlar üzerindeki olumsuz etkileri, ve biyoçeşitliliği yok edici yönü vurgulanıyor.
Getirilen düzenlemeyle "GDO'suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO'suz olduğuna dair ifadelerin bulunmayacağının" belirtilmesi de platforma göre taraflı ve yönetmeliğin kapsamı dışında olan bir uygulama. Platform, bunun biyoteknoloji şirketlerinin çıkarlarının kollandığı anlamına geldiğini belirtiyor. Platform, GDO'lu yemlerle beslenen hayvanların ve ürünlerinin de GDO'lu sayılması ve dolayısıyla etiketlenmesi gerektiğini savunuyor.
GDO'ya Hayır Platformu'nda yer alan örgütler şöyle:
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, TMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Marmara Bölge Şubesi, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi, Türk Tabibler Birliği, Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF), Tüketici Örgütleri Federasyonu (TÖF), Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER), Tüketici Hakları Derneği, Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği, ÇiftçiSEN, Ekoloji Kollektifi, DOĞADER, EKODER, KESK Tarım OrkamSen , Nilüfer Yerel Gündem 21, Gemlik Yaşam Atölyesi Derneği, İçanadolu Çevre Platformu (İÇAÇEP), Marmara Çevre Platformu (MARÇEP), Ege Çevre Platformu (EGEÇEP), Sürdürülebilir Yaşam Kolektifi, Gürsel Tonbul Çiftlik İşletmeleri, İmece Evi İmece Ekoköyü Dogal Yasam ve Ekolojik Çözümler Derneği, Imece Ekoköyü Kooperatif Girişimi , Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği, Muratpaşa Dostları Derneği, Konyaaltı Dostları Derneği, Kibele Ekolojik Yaşam Kooperatifi, PDA Pembe Domates Ağı, Akçaeniş Köyü Çevre Kültür Kalkınma ve Dayanışma Derneği, Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği, Bornova Sivil Toplum Platformu (BORPLAT), Greenpeace Türkiye, Sinop Çevre Dostları Derneği, Doğu Akdeniz Çevre Bileşenleri, Yeni İnsan Yayınevi, Buğday Derneği, Slowfood Yağmur Böreği Birliği, Slowfood Fikir sahibi Damaklar Birliği Slow Food Gençlik Gida Hareketi, Slow Food Ankara Birliği Slow Food Kars Birligi, Boğatepe Çevre Yaşam Derneği, Aromaterapi Derneği (AROMADER), Mutfak Dostları Derneği.
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, 26 Ekim 2009?da resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ?Gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimine dair yönetmelik?i halk sağlığı, tarım üretimi ve biyolojik çeşitlilik açısından endişeyle karşılıyor.
Dernek yaptığı yazılı açıklamada şu sözlere yerverdi:
Buğday Derneği olarak biz GDO ürünlerinin gıda ve yemlerde bulunmasının ülkemiz için bir gereklilik olmadığını düşünüyoruz. Uluslararası ticaret ve rekabet kanunları gereği bir düzenleme yapılması ihtiyaç ise de, yapılacak mevzuat ve uygulamaların aşağıdaki kriterleri yerine getirmesi gerekiyor:
1-Tüketiciye bilgiyi ve seçim hakkını tam veren,
2- Denetimin çok güvenli bir şekilde yapılmasını sağlayan,
3- Amaç cümlesindeki konularda olabilecek tehdit unsurlarının tespitini ve engellenmesini keyfiyete bırakmayan
Çıkartılan yönetmelik bu konularda bazı düzenlemeler içerse de bugün kesin bir yasaklamayı sadece bebek gıdalarında yaparak (madde 5.3), herhangi bir ürün üzerinde ?gdo?suzdur? ifadesinin kullanımını yasaklayarak (madde 5.8) ve bir çok maddede denetim ve GDO mevcudiyeti konusunu yorum ve keyfiyete bırakarak amaç kapsamı dışına çıkmıştır.
Konunun basit bir teknik mevzuat olmadığını, böylesine yaşamsal bir konuda Türk tüketicisi ve kamuoyunun talep ve seçimlerinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca tüm dünyada tartışmalı olan böyle bir teknolojinin ürünlerinin ülkemizde yasallaşması ancak tanımlı gerekçeler ve kontrol mekanizmaları doğrultusunda gündeme gelmeliydi. GDO nedir?
Neden GDO'ya "hayır" diyorlar?
Genetiği değiştirilmiş organizmalar... Bu tanım son dönemde hayatımıza girdi... Peki ama nedir bu GDO'lar?
Buğday Derneği, bu denli hassas ve yaşamsal bir konunun uluslararası mevzuatının ve uygulama örneklerinin incelenmesi, Türkiye koşullarında ihtiyaç olan mevzuatın tartışılması adına diğer paydaşlar ile birlikte gerekli adımları atıyor ve atmaya devam edecek.
"İÇERİĞİNDE GDO OLMA İHTİMALİ OLAN HİÇBİR ŞEYİ ALMAYIN!"
Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar Grubu'nun kurucusu Defne Koryürek, ntvmsnbc'nin yönetmelikle ilgili sorularını şöyle yanıtladı:
Öncelikle Turkiye'nin imzaladığı uluslararası anlaşma ve ticaret protokollarının farkındayız. Ayrıca, dünyanın 500 yıldır evrilmekte olduğu ekonomik modelin de idrakındayız. Bu manada GDO'nun Hindistan'dan Kenya'ya her coğrafyada zorlanmasını onaylamasak da anlayabiliyoruz.Türkiye'nin dünya ekonomik sistemi içinde yer alma gayretini de gözardı etmiyoruz. Bu manada GDO'ya dair bir duruş geliştirmenin aciliyetini yadsıyacak değiliz.Bununla beraber unutulmamalıdır ki anlaşmalar, uluslararası protokollar ve her türlü ticari işbirlikleri karşısında vatandaşın çıkarlarını kollamak devletin görevidir.Hiçbir anlaşmanın bir kapitulasyona dönüşmesine, hiç bir hür bireyin bir köle gibi muamele görmesine benim diyen hiç bir devlet rıza göstermez. Zira vatandaşın olmadığı bir düzende, devlet talidir. Dolayısıyla bürokratlarımızın ve meclisteki vekillerimizin dün Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren bu yönetmeliği nasıl olup onaylayabildiklerini anlamakta, çok zorlanıyoruz.
Zira dün Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren bu yönetmelik GDO'nun belirsiz koşullarına karşı vatandaşını koruyan kollayan bir yönetmelik değil de, GDO'lu ürünün ticaretini kurallara bağlayan bir düzenleme!
Çocuklarımızı GDO'lu gıdaların zararlarından korumak varken, neden bu ürünlerin ticaretinin yapılmasının yolu açıldı, anlamakta çok zorlanıyoruz!
Bu yönetmeliğin hiç bir şekilde ne tüketici derneklerine, ne çiftçi sendikalarına ne de ziraat odalarına sorulmaksızın kapalı kapılar arkasında kaleme alınmış olmasını, hele, esefle karşılıyoruz.
Bu işte ciddi bir yanlış var diyoruz!
Vatandaşını ticaretin, gerçek gıdayı GDO'nun önüne koyan bir yönetim arzuluyoruz.
O vakte dek kendimizi öksüz ve yetim sayıyor, bu talihsiz yönetmeliği imzalamış her kalem sahibine "oğul yigitliğin bu muydu? valla kurda yedirdin beni!" diye sorabilmeyi istiyoruz.
Gercek gıdaya herkes eşit erişim hakkı kazanana kadar, Türkiye yeniden "kendi kendisine yeten" bir Türkiye olana kadar, herkesi GDO orucuna davet ediyoruz.
Etiket okumak,organik tüketmek tek çözüm...
İçeriğinde GDO olma ihtimali olan hiçbir şeyi almayın.
Cebinizdeki, o çok zor kazandığınız paranın, tek bir kuruşunu bile GDO içerme ihtimali olan ürünlere harcamayın.
Ayrıca:
Milletvekilinize telefon edin, belediye başkanınıza telefon edin, muhtarınıza telefon edin, itirazınızı dile getirin.
Zira bundan sonraki adim Ulusal Biyoguvenlik Yasasi!"
GDO'YA HAYIR PLATFORMU
GDO'ya Hayır Platformu, "Bu ürünlerin yalnızca bebeklere yasak olması yeterli değil, toplum sağlığı tehlikeye atılıyor" diyor.
GDO'ya Hayır Platformu üyesi kuruluşlar yaptıkları yazılı açıklamada yönetmeliğin, GDO'nun olumsuzluklarını gideremeyeceğini söyledi ve "Türkiye'nin hiçbir GDO'ya ve ürününe gereksinimi yoktur. Bu ürünler açlığa çare değil" dedi.
Yönetmeliğe göre GDO'lu ürünlerin bebek mamalarında kullanılması yasak. Platform "GDO'lar bebeklere zararlıysa, neden bebeği emziren ya da karnında taşıyan anne için yasak değil?", diye soruyor. GDO'ların insan sağlığına etkileri konusunda yeterli araştırma yapılmadığı, hayvanlar üzerindeki olumsuz etkileri, ve biyoçeşitliliği yok edici yönü vurgulanıyor.
Getirilen düzenlemeyle "GDO'suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO'suz olduğuna dair ifadelerin bulunmayacağının" belirtilmesi de platforma göre taraflı ve yönetmeliğin kapsamı dışında olan bir uygulama. Platform, bunun biyoteknoloji şirketlerinin çıkarlarının kollandığı anlamına geldiğini belirtiyor. Platform, GDO'lu yemlerle beslenen hayvanların ve ürünlerinin de GDO'lu sayılması ve dolayısıyla etiketlenmesi gerektiğini savunuyor.
GDO'ya Hayır Platformu'nda yer alan örgütler şöyle:
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, TMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Marmara Bölge Şubesi, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi, Türk Tabibler Birliği, Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF), Tüketici Örgütleri Federasyonu (TÖF), Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER), Tüketici Hakları Derneği, Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği, ÇiftçiSEN, Ekoloji Kollektifi, DOĞADER, EKODER, KESK Tarım OrkamSen , Nilüfer Yerel Gündem 21, Gemlik Yaşam Atölyesi Derneği, İçanadolu Çevre Platformu (İÇAÇEP), Marmara Çevre Platformu (MARÇEP), Ege Çevre Platformu (EGEÇEP), Sürdürülebilir Yaşam Kolektifi, Gürsel Tonbul Çiftlik İşletmeleri, İmece Evi İmece Ekoköyü Dogal Yasam ve Ekolojik Çözümler Derneği, Imece Ekoköyü Kooperatif Girişimi , Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği, Muratpaşa Dostları Derneği, Konyaaltı Dostları Derneği, Kibele Ekolojik Yaşam Kooperatifi, PDA Pembe Domates Ağı, Akçaeniş Köyü Çevre Kültür Kalkınma ve Dayanışma Derneği, Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği, Bornova Sivil Toplum Platformu (BORPLAT), Greenpeace Türkiye, Sinop Çevre Dostları Derneği, Doğu Akdeniz Çevre Bileşenleri, Yeni İnsan Yayınevi, Buğday Derneği, Slowfood Yağmur Böreği Birliği, Slowfood Fikir sahibi Damaklar Birliği Slow Food Gençlik Gida Hareketi, Slow Food Ankara Birliği Slow Food Kars Birligi, Boğatepe Çevre Yaşam Derneği, Aromaterapi Derneği (AROMADER), Mutfak Dostları Derneği.
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Güncel konular
izmirde Dubai çikolatası modası
Büyük küçük herkesin lezzetine doyamadığı Dubai çikolatası hem görüntüsü hem çıtırdısı ile herkesi mest ediyor.
Çikolatanın sırrı kadayıf ve antepfıstığı ezmesinde saklı.
Uğruna uzun kuyruklar o
Tiktok başta olmak üzere instagram ve influencerların yaptığı dubai çikolatasını sizde öğrenmek ve sevdiklerinizle paylaşmak istermisiniz.
İşte A dan Z ye Dubai çikolatasının yapımını öğrenebileceğ
Dubai çikolatası, dünyanın her yerinden gurmeler ve çikolata severler için bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Bu tariflerde, hem klasik hem de yaratıcı seçenekler sunarak, sizlere evinizde Dubai'nin eş
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Son Yorumlar
Limonlu panna cotta için:
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için: