Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
Beslenmemiz « Geri
Beslenmemiz
E-posta
15.10.2009'de eklendi.
Dengeli beslenme programımızın ne olduğunu söylemeden önce ne olmadığını söyleyelim isterseniz. Bu program protein, yağ ve karbonhidrat oranları yüksek ya da düşük bir beslenme tarzı değil. Beslenmenizde yapacağımız değişiklikler bir denge sağlamaya yönelik olacak. Denge derken, bu kelimeyle, özel anlamda, hormonal bir dengeyi, daha da özel konuşursak aslında insülin dengesini ifade etmek istiyoruz
Dengeli beslenme programımızın ne olduğunu söylemeden önce ne olmadığını söyleyelim isterseniz. Bu program protein, yağ ve karbonhidrat oranları yüksek ya da düşük bir beslenme tarzı değil. Beslenmenizde yapacağımız değişiklikler bir denge sağlamaya yönelik olacak. Denge derken, bu kelimeyle, özel anlamda, hormonal bir dengeyi, daha da özel konuşursak aslında insülin dengesini ifade etmek istiyoruz. İnsülin vücudumuza alınan besinlere yanıt olarak salgılanan bir hormodur. Yediklerimiz az yada çok insülin salınmasına neden olur. Bu açıdan bakıldığında, yedikleriniz sizin en iyi dostunuz yada en kötü düşmanınız olabilirler. Yedikrenizi iyi seçersiniz aşırı insülin salgısı yapılmamış olur. İnsülini salgısın aşırı artıran besinler alırsanız hiçbir diyet size yardım edemez. Eğer insülin düzeylerimiz çok yüksek ise vücudumuzda depolanmış yağları hiç bir zaman enerjiye çeviremeyiz. İnsülin düzeyi çok düşükse hücrelerimiz açlıktan ölür. Dikkat etmemiz gereken şey, yediklerimizin vücudun 40 milyon yıldır süregelen hormonal kurallarını bozmamasıdır. Çünkü hayatımızın dengesi buna bağlıdır. Vücudumuzaki karmaşık sistemleri yöneten hormonlar, sağlığımızın da anahtarıdır. Onlar en iyi işlediklerinde vücudumuz ideal dengesini korur ve optimal performans sağlar. Yediklerimize hormon gözlüğüyle bakmak demek, her yemeğin gerçek gücünü hesap etmek, aynen belirli bir dozda ilaç alır gibi yemek yemektir. Bir yemeğin gücünü onun vücuda alındığında insülin üretimini uyarma potansiyeli olarak düşünebiliriz. Bu bakımdan hormonal düşünce tarzı, kalorik düşünce tarzından çok farklıdır. Kalorik düşünce tarzı "eğer yağ almazsanız, yağlanmazsınız" cümlesiyle özetlenebilir ve birçok yanlış diyet rejiminin temelini oluşturur. Bu yaklaşmı 15 yıldır birçok diyetin başarısız kalmasından sorumludur aynı zamanda. Oysa dikkat etmemiz gereken nokta besinlerin kalorisi değil, insülini uyarma potansiyelidir. Yapılan diyetlerde yağın yerine karbonhidrat konulması da gerçekten de ne kalp hastalığı riskini azaltmakta ne de kişilere kilo verdirmektedir. Sonuç olara düşük yağlı ve yüksek karbonhidratlı diyetler bir işe yaramamakta, yarar yerine zarar vermektedir. Öyleyse kişiyi şişmanlatan nedir?
İşte sorunun cevabı: insülin hormonu düzeylerinin yüksek olması. Peki ne yapmalıyız? İnsülin salgısını aşırı uyaran besinleri yemekten kaçınmalıyız. Dolayısıyla insülini belirli sınırlar içinde tutacak tarzda bir beslenme rejimi uyguladığınızda kilo almayacak ve aldığınız kiloları rahatça vereceksiniz. İnsülini kontrol altına almanızın başka yararları da olacak: ? Beynimiz daha iyi çalışacak ? Performansımız artacak ? Görüntümüz düzelecek ? Kaliteli (ve uzun) bir yaşam süreceğiz. Bunları kim istemez? Şimdi nasıl olacağını tek tek açıklayalım: Beynimiz daha iyi çalışacak. Zihin açıklığını sürdürmemiz kan şekeri düzeylerinin sabit kalmasına bağlıdır. Kan şekeri, beynimizin yakıtıdır ve beyin çalışırken glukoz kullanır. Kan şekeri düştüğünde beyin fonksiyonları bozulur ve düşünme yeteneğimiz kısıtlanır. Hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) olarak bilinen bu durum çoğunlukla hepizin başına gelir. Bol miktarda makarna ya da hamur işi yediğimiz bir yemekten iki üç saat sonra üzerinize bir ağırlık çöker, gözleriniz kapanır adeta bilinciniz bir sis örtüsüyle kaplanır. Bu tablo, kan şekeri düşmesinin bir sonucudur. Kan şekerini kontrol eden nedir? Kan şekerin kandaki insülin hormonu kontrol eder. İnsülin bir depolama hormonu olup vücuda giren besinlerin gelecekte kullanılmak üzere uygun depo yerlerinde depolanması için emir verir.Kanda fazla insülin olduğunda, kandaki glukoz depolanmak üzere karaciğer ve kaslara gönderilir. Bu, beyin için kötü bir olaydır. Kan şekeri düştüğünde açık seçik düşünme yeteneği azalır. Öte yandan kandaki insülini belirli sınırlar içinde tutabilirsiniz (bunu uygun besinler yiyerk sağlayabilirsiniz). Kan şekeri sabit kaldığında süreyle beyin fonksiyonları da yemeklerden sonra dört beş saat zirvede kalır. Yüksek performans. Ortalama bir insanın vücudunda yağ olarak 100 bin kalori depolanmştır. Bütün sorun, günlük aktiviteler için bu muazzam enerji deposuna nasıl erişileceğidir. Yağ depolarına ancak yüksek insülin düzeylerini düşürerek erişebiliriz. Eğer insülin düzeyleriz yüksekse yağ depolarını kesinlikle boşaltamazsınız. Fazla insülin kas hücrelerine oksijenin gitmesini de azaltarak kaslarda yorgunluğa yol açan laktik asit oluşuman yol açar ve performansınız düşer. Demek ki performansınızı yükseltmek istiyorsanız insülin düzeylerini mutlaka düşürmeniz gerekir. Bunun da yolu insülin düzeylerini yükseltmeyen besinler yemekten geçer. Daha iyi bir görünüm. Vücuttaki fazla yağların yakılması, insülin düzeylerindeki düşmenin hoş bir yan etkisidir. Vücuttaki ekstra yağları atmanın tek yolu, insülini düşürmektir. İnsülinin vücuda giren besinleri yağ olarak depolanmasını söyleyen hormon olduğunu hatırlayaım. İnsülini düşürmekle vücutta yağ depolanmayacağı gibi kilo verirken kas kitleniz de azalmayacaktır. Yüzücülerin vücudunun güzel görunmesinin nedeni, kas kitlelerinin normal olmasına karşın yağ kitlesinin azlığıdır. Bir yüzücünün vücut ağırlığı maraton koşucusundan oldukça fazladır ama yağ kitlesi onlardan çok daha düşüktür. Yağsız bir vücuda sahip olmak istiyorsanız insülini azaltmak gerekir. Daha iyi (ve uzun) bir yaşam. İnsülin fazlalığı, kalp hastalığıyla bağlantılı olan birinci sıradaki risk faktörüdür. İnsülin fazlalığı bağışıklık sisteminin etkinliğini de azaltır. Daha iyi ve uzun bir yaşam sürmek istiyorsanız ilk yapacağınız şey insülini kontrol altına almaktır.
Dengeli beslenme programımızın ne olduğunu söylemeden önce ne olmadığını söyleyelim isterseniz. Bu program protein, yağ ve karbonhidrat oranları yüksek ya da düşük bir beslenme tarzı değil. Beslenmenizde yapacağımız değişiklikler bir denge sağlamaya yönelik olacak. Denge derken, bu kelimeyle, özel anlamda, hormonal bir dengeyi, daha da özel konuşursak aslında insülin dengesini ifade etmek istiyoruz. İnsülin vücudumuza alınan besinlere yanıt olarak salgılanan bir hormodur. Yediklerimiz az yada çok insülin salınmasına neden olur. Bu açıdan bakıldığında, yedikleriniz sizin en iyi dostunuz yada en kötü düşmanınız olabilirler. Yedikrenizi iyi seçersiniz aşırı insülin salgısı yapılmamış olur. İnsülini salgısın aşırı artıran besinler alırsanız hiçbir diyet size yardım edemez. Eğer insülin düzeylerimiz çok yüksek ise vücudumuzda depolanmış yağları hiç bir zaman enerjiye çeviremeyiz. İnsülin düzeyi çok düşükse hücrelerimiz açlıktan ölür. Dikkat etmemiz gereken şey, yediklerimizin vücudun 40 milyon yıldır süregelen hormonal kurallarını bozmamasıdır. Çünkü hayatımızın dengesi buna bağlıdır. Vücudumuzaki karmaşık sistemleri yöneten hormonlar, sağlığımızın da anahtarıdır. Onlar en iyi işlediklerinde vücudumuz ideal dengesini korur ve optimal performans sağlar. Yediklerimize hormon gözlüğüyle bakmak demek, her yemeğin gerçek gücünü hesap etmek, aynen belirli bir dozda ilaç alır gibi yemek yemektir. Bir yemeğin gücünü onun vücuda alındığında insülin üretimini uyarma potansiyeli olarak düşünebiliriz. Bu bakımdan hormonal düşünce tarzı, kalorik düşünce tarzından çok farklıdır. Kalorik düşünce tarzı "eğer yağ almazsanız, yağlanmazsınız" cümlesiyle özetlenebilir ve birçok yanlış diyet rejiminin temelini oluşturur. Bu yaklaşmı 15 yıldır birçok diyetin başarısız kalmasından sorumludur aynı zamanda. Oysa dikkat etmemiz gereken nokta besinlerin kalorisi değil, insülini uyarma potansiyelidir. Yapılan diyetlerde yağın yerine karbonhidrat konulması da gerçekten de ne kalp hastalığı riskini azaltmakta ne de kişilere kilo verdirmektedir. Sonuç olara düşük yağlı ve yüksek karbonhidratlı diyetler bir işe yaramamakta, yarar yerine zarar vermektedir. Öyleyse kişiyi şişmanlatan nedir?
İşte sorunun cevabı: insülin hormonu düzeylerinin yüksek olması. Peki ne yapmalıyız? İnsülin salgısını aşırı uyaran besinleri yemekten kaçınmalıyız. Dolayısıyla insülini belirli sınırlar içinde tutacak tarzda bir beslenme rejimi uyguladığınızda kilo almayacak ve aldığınız kiloları rahatça vereceksiniz. İnsülini kontrol altına almanızın başka yararları da olacak: ? Beynimiz daha iyi çalışacak ? Performansımız artacak ? Görüntümüz düzelecek ? Kaliteli (ve uzun) bir yaşam süreceğiz. Bunları kim istemez? Şimdi nasıl olacağını tek tek açıklayalım: Beynimiz daha iyi çalışacak. Zihin açıklığını sürdürmemiz kan şekeri düzeylerinin sabit kalmasına bağlıdır. Kan şekeri, beynimizin yakıtıdır ve beyin çalışırken glukoz kullanır. Kan şekeri düştüğünde beyin fonksiyonları bozulur ve düşünme yeteneğimiz kısıtlanır. Hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) olarak bilinen bu durum çoğunlukla hepizin başına gelir. Bol miktarda makarna ya da hamur işi yediğimiz bir yemekten iki üç saat sonra üzerinize bir ağırlık çöker, gözleriniz kapanır adeta bilinciniz bir sis örtüsüyle kaplanır. Bu tablo, kan şekeri düşmesinin bir sonucudur. Kan şekerini kontrol eden nedir? Kan şekerin kandaki insülin hormonu kontrol eder. İnsülin bir depolama hormonu olup vücuda giren besinlerin gelecekte kullanılmak üzere uygun depo yerlerinde depolanması için emir verir.Kanda fazla insülin olduğunda, kandaki glukoz depolanmak üzere karaciğer ve kaslara gönderilir. Bu, beyin için kötü bir olaydır. Kan şekeri düştüğünde açık seçik düşünme yeteneği azalır. Öte yandan kandaki insülini belirli sınırlar içinde tutabilirsiniz (bunu uygun besinler yiyerk sağlayabilirsiniz). Kan şekeri sabit kaldığında süreyle beyin fonksiyonları da yemeklerden sonra dört beş saat zirvede kalır. Yüksek performans. Ortalama bir insanın vücudunda yağ olarak 100 bin kalori depolanmştır. Bütün sorun, günlük aktiviteler için bu muazzam enerji deposuna nasıl erişileceğidir. Yağ depolarına ancak yüksek insülin düzeylerini düşürerek erişebiliriz. Eğer insülin düzeyleriz yüksekse yağ depolarını kesinlikle boşaltamazsınız. Fazla insülin kas hücrelerine oksijenin gitmesini de azaltarak kaslarda yorgunluğa yol açan laktik asit oluşuman yol açar ve performansınız düşer. Demek ki performansınızı yükseltmek istiyorsanız insülin düzeylerini mutlaka düşürmeniz gerekir. Bunun da yolu insülin düzeylerini yükseltmeyen besinler yemekten geçer. Daha iyi bir görünüm. Vücuttaki fazla yağların yakılması, insülin düzeylerindeki düşmenin hoş bir yan etkisidir. Vücuttaki ekstra yağları atmanın tek yolu, insülini düşürmektir. İnsülinin vücuda giren besinleri yağ olarak depolanmasını söyleyen hormon olduğunu hatırlayaım. İnsülini düşürmekle vücutta yağ depolanmayacağı gibi kilo verirken kas kitleniz de azalmayacaktır. Yüzücülerin vücudunun güzel görunmesinin nedeni, kas kitlelerinin normal olmasına karşın yağ kitlesinin azlığıdır. Bir yüzücünün vücut ağırlığı maraton koşucusundan oldukça fazladır ama yağ kitlesi onlardan çok daha düşüktür. Yağsız bir vücuda sahip olmak istiyorsanız insülini azaltmak gerekir. Daha iyi (ve uzun) bir yaşam. İnsülin fazlalığı, kalp hastalığıyla bağlantılı olan birinci sıradaki risk faktörüdür. İnsülin fazlalığı bağışıklık sisteminin etkinliğini de azaltır. Daha iyi ve uzun bir yaşam sürmek istiyorsanız ilk yapacağınız şey insülini kontrol altına almaktır.
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Güncel konular
izmirde Dubai çikolatası modası
Büyük küçük herkesin lezzetine doyamadığı Dubai çikolatası hem görüntüsü hem çıtırdısı ile herkesi mest ediyor.
Çikolatanın sırrı kadayıf ve antepfıstığı ezmesinde saklı.
Uğruna uzun kuyruklar o
Tiktok başta olmak üzere instagram ve influencerların yaptığı dubai çikolatasını sizde öğrenmek ve sevdiklerinizle paylaşmak istermisiniz.
İşte A dan Z ye Dubai çikolatasının yapımını öğrenebileceğ
Dubai çikolatası, dünyanın her yerinden gurmeler ve çikolata severler için bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Bu tariflerde, hem klasik hem de yaratıcı seçenekler sunarak, sizlere evinizde Dubai'nin eş
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Son Yorumlar
Limonlu panna cotta için:
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için: