Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
Kötü beslenme ve stres insanlığı tehdit ediyor « Geri
Kötü beslenme ve stres insanlığı tehdit ediyor
E-posta
15.10.2009'de eklendi.
Erciyes Üniversitesinde (EÜ) yapılan bir araştırma, kent yaşamının neden olduğu beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz hayatın, şeker ve kalp hastalıkları riskini artırdığını ortaya koydu
EÜ Tıp Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Fahri Bayram, Yrd. Doç. Dr. Mümtaz Mazıcıoğlu, Dr. Nihal Hatipoğlu ve Dr. Nurten Budak tarafından Kayseri il merkezi ve ilçelerinde yapılan "Metabolik Sendrom" araştırmasının sonuçları açıklandı. Diyetisyen Dr. Nurten Budak, EÜ Tıp Fakültesinde yapılan araştırmayla ilgili bilgilendirme toplantısında, metabolik sendrom adı verilen hastalık durumunun ortaya konulması için il genelinde 12-19 yaş grubundaki 790 çocuğu araştırma kapsamına aldıklarını söyledi. Araştırma kapsamında çocukların boy, kilo, tansiyon ve bel çevresi ölçümlerinin yapıldığını, kan örnekleri alınarak insülin, şeker kan yağı ve kolesterol değerlerine bakıldığını bildiren Budak, şöyle devam etti:
ŞEKER KONTROLÜ
"Metabolik sendrom, bir bireyde kan şekeri ile şekeri düzenleyen insülin
oranının bozulması, bel çevresinin genişlemesi, hipertansiyon, kanda iyi huylu kolesterol düşüklüğü ve kan yağlarının yüksekliğiyle teşhis edilen bir hastalık durumudur. Bu belirtilerden 3'ü veya daha fazlası görülen insanların şeker hastalığı, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıklarına yakalanma riski yüksektir. Bu riski belirlemek için yaptığımız araştırma, çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Araştırma kapsamındaki çocukların yüzde 11'inde metabolik sendrom belirtileri tespit edildi. Bu oran yetişkinlerde yüzde 39 civarında. Çocukluk dönemindeki bu oran, ileriki yaşlarda bu hastalıklara yakalanma riskinin giderek arttığını göstermekte ve tehlike sinyalleri vermektedir."
Metabolik sendrom belirtilerinin erkeklerde daha fazla görüldüğünü ifade eden Budak, kızların yüzde 8.6'sı, erkeklerin yüzde 13.5'inde metabolik sendrom belirlendiğini bildirdi.
KÖTÜ BESLENME
Çocukların yüzde 11'inde metabolik sendrom tespit edilmesinin, yaşam kalitesini düşüren, sağlık harcamalarını artıran ve yaşam kayıplarına neden olabilen tip-2 şeker hastalığı ile kalp hastalıklarının giderek artış gösterdiği endişesini yarattığını vurgulayan Budak, bu duruma en fazla beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam biçiminin etkili olduğuna dikkati çekti. Metabolik sendrom belirtilerinin genetik olarak veya çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıktığını ifade eden Budak, çevresel faktörlerin başında dengesiz beslenme ve hareketsiz yaşam tarzının geldiğini vurguladı.
Kent yaşamı ile beslenme alışkanlıklarının değiştiğine işaret eden Budak, şunları kaydetti: "Kent yaşamıyla, geleneksel ve doğal besinlerin yerini, fast food olarak tabir edilen enerjisi yoğun, hazır ve hızlı tüketilen besinler aldı. Şekerli ürünlerde ucuz şeker kullanılıyor. Tahıllar saflaştırıldı, kolalı içecekler ile çay ve kahve gibi kafeinli içeceklerin tüketimi, kırmızı et tüketimi, margarin, katı yağ ve kızartılmış yiyeceklerin kullanımı arttı. Bunların sonucunda beslenme alışkanlıkları değişti. Yine kentleşmeyle hareketsiz yaşam tarzı yaygınlaştı. Vücut aldığı enerjiyi yakamaz hale geldi. Yakılmayan enerji vücutta yağa dönüştü ve sonuçta bu tür hastalıklar artış göstermeye başladı." Bu tür hastalıkların önlenebilmesi için çocukluktan itibaren dengeli beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğini bildiren Budak, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanılmasının metabolik sendrom hastalığıyla mücadelede büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.
EÜ Tıp Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Fahri Bayram, Yrd. Doç. Dr. Mümtaz Mazıcıoğlu, Dr. Nihal Hatipoğlu ve Dr. Nurten Budak tarafından Kayseri il merkezi ve ilçelerinde yapılan "Metabolik Sendrom" araştırmasının sonuçları açıklandı. Diyetisyen Dr. Nurten Budak, EÜ Tıp Fakültesinde yapılan araştırmayla ilgili bilgilendirme toplantısında, metabolik sendrom adı verilen hastalık durumunun ortaya konulması için il genelinde 12-19 yaş grubundaki 790 çocuğu araştırma kapsamına aldıklarını söyledi. Araştırma kapsamında çocukların boy, kilo, tansiyon ve bel çevresi ölçümlerinin yapıldığını, kan örnekleri alınarak insülin, şeker kan yağı ve kolesterol değerlerine bakıldığını bildiren Budak, şöyle devam etti:
ŞEKER KONTROLÜ
"Metabolik sendrom, bir bireyde kan şekeri ile şekeri düzenleyen insülin
oranının bozulması, bel çevresinin genişlemesi, hipertansiyon, kanda iyi huylu kolesterol düşüklüğü ve kan yağlarının yüksekliğiyle teşhis edilen bir hastalık durumudur. Bu belirtilerden 3'ü veya daha fazlası görülen insanların şeker hastalığı, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıklarına yakalanma riski yüksektir. Bu riski belirlemek için yaptığımız araştırma, çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Araştırma kapsamındaki çocukların yüzde 11'inde metabolik sendrom belirtileri tespit edildi. Bu oran yetişkinlerde yüzde 39 civarında. Çocukluk dönemindeki bu oran, ileriki yaşlarda bu hastalıklara yakalanma riskinin giderek arttığını göstermekte ve tehlike sinyalleri vermektedir."
Metabolik sendrom belirtilerinin erkeklerde daha fazla görüldüğünü ifade eden Budak, kızların yüzde 8.6'sı, erkeklerin yüzde 13.5'inde metabolik sendrom belirlendiğini bildirdi.
KÖTÜ BESLENME
Çocukların yüzde 11'inde metabolik sendrom tespit edilmesinin, yaşam kalitesini düşüren, sağlık harcamalarını artıran ve yaşam kayıplarına neden olabilen tip-2 şeker hastalığı ile kalp hastalıklarının giderek artış gösterdiği endişesini yarattığını vurgulayan Budak, bu duruma en fazla beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam biçiminin etkili olduğuna dikkati çekti. Metabolik sendrom belirtilerinin genetik olarak veya çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıktığını ifade eden Budak, çevresel faktörlerin başında dengesiz beslenme ve hareketsiz yaşam tarzının geldiğini vurguladı.
Kent yaşamı ile beslenme alışkanlıklarının değiştiğine işaret eden Budak, şunları kaydetti: "Kent yaşamıyla, geleneksel ve doğal besinlerin yerini, fast food olarak tabir edilen enerjisi yoğun, hazır ve hızlı tüketilen besinler aldı. Şekerli ürünlerde ucuz şeker kullanılıyor. Tahıllar saflaştırıldı, kolalı içecekler ile çay ve kahve gibi kafeinli içeceklerin tüketimi, kırmızı et tüketimi, margarin, katı yağ ve kızartılmış yiyeceklerin kullanımı arttı. Bunların sonucunda beslenme alışkanlıkları değişti. Yine kentleşmeyle hareketsiz yaşam tarzı yaygınlaştı. Vücut aldığı enerjiyi yakamaz hale geldi. Yakılmayan enerji vücutta yağa dönüştü ve sonuçta bu tür hastalıklar artış göstermeye başladı." Bu tür hastalıkların önlenebilmesi için çocukluktan itibaren dengeli beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğini bildiren Budak, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanılmasının metabolik sendrom hastalığıyla mücadelede büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Güncel konular
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Genel olarak temel gıdaların uygun fiyatlı ve erişilebilir olduğu yerlere göre değişmekle birlikte şu şekilde sıralanabilir.
Pirinç
Bir çok ülkede temel besindir ve uygun fiyatlı enerji kaynağıd
İpek kıvamında topaklanmayan tarhana çorbası nasıl pişirilir?
Hepimizin çok sevdiği tarhana çorbası hele de sıcacık ve ipek gibi bir kıvamda olursa kim hayır diyebilir ki.
Bağışıklık sistemine de şifa olan tarhana çorbasını kışın kahvaltılarınız da da kolayl
Böreğin altı neden pişmez? Evde böreğin altı üstü gibi tam olarak istediğimiz renkte ve pişmişlikte olmaz.
Eğer böreğin altınında üstü gibi pişmesini sağlamak için fırın kabınızın içini yağlamanız
Son Yorumlar
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için:
Sütlü İrmik Tatlısı için: