E-posta 15.10.2009'de eklendi.

Hasta ya da sağlıklı, genç ya da yaşlı, kim olursanız olun, yazın saat 11:00 ile 16:00 arasında sokağa çıkmayın. Çıkmak zorunda iseniz başınızda şapka, elinizde su şişesi ile gölge yerlerden yürüyün. Bu saatler arasında çok zorunlu değilseniz klimasız toplu taşım araçlarına binmeyin.

Sporun da mevsimi ve zamanı vardır. Özellikle yazın ağır sporlardan uzak durun. Hele futbol. Geçen sezon başında bunun dramatik sonuçlarını hep birlikte yaşadık. Umarım ders almışızdır.
Yazın en keyifli sporu şüphesiz yüzmektir. Ancak yüzme, sabah saatlerinde ve akşamüzeri 17:00'den sonra yapılmalıdır. Alkol alıp da suya kesinlikle girmeyin. Alkol kan şekerinin düşmesine neden olur. Bu ise boğulma ve kalp krizi geçirme tehlikesi yaratır.

HAMAM SEFASI KIŞA
Hani hamam gibi hava deriz ya, uzmanlar işte öyle bir yazın eşiğinde olduğumuzu söylüyorlar. Aşırı sıcak ve bir o kadar yüksek nem oranı beklediklerini ilan ediyorlar. Eğer öyle ise havamız biraz daha kaçacak gibi. İşte bu nedenle kış sefası olan hamam ve sauna, yaz cefası olmamalıdır. Bu kış keyiflerini aklınızdan bile geçirmeyin. Aslında sadece bu yaz için değil, her yaz mevsimi için geçerlidir bu sakınma. Özellikle kalp-damar hastaları bu konuda çok daha dikkatli davranmalıdır.


Sıcaklar ve sıcağın algılanması yaşam enerjimiz açısından son derece önemli kavramlardır. Dış ortam ısısı ile iç ortam (beden) ısımız farklıdır. Eğer hava sıcaklığı 36 derece ise bedenimiz bunu 41 derece olarak algılar. Sistemlerimiz, bizi korumak ve dengemizi sağlamak adına bir dizi önlemler alır.
Derimiz ve altındaki damarlar, cansız doğa ile uyum içinde yaşamamızı sağlarlar. Havaya göre davranırlar. Hava sıcak ise damarlarımız genişler. Bu genişleme terlemeye neden olur. Ter ise vücut ısımızı düşürmeye yarar. Demek ki terlemek, yararlı bir olaydır. Ancak her şey gibi bunun da çoğu zarar olabilir. Bu nedenle ter ile kaybedilen sıvı, su içerek yerine konmalıdır.

SU İÇİN
Yaz sıcaklarında günde en az 2.5 litre su için. İdrar söktürücü ilaç kullanıyorsanız, mutlaka bize danışın. Tuz kısıtlamasına tabii olanlar, doktoruna danışarak diyetlerine tuz ekletebilirler. Aslında sağlıklı bireyler için gündelik tuz gereksinimi 2-3 gram kadardır. Kışın ise bu olayların tam tersi oluşur. Sıcağa sürekli maruz kalındığında kalp, beyin ve böbreklerimizin çalışmaları yavaşlamaya başlar. Çünkü bu organlarımızı çalıştıracak kan, derimizin altında birikmiştir. Halsizlik, baş dönmesi, yorgunluk, baş ağrısı, idrar azalması şeklinde dile getirilen yakınmalar işte bu yüzdendir.
Tuz ve su kaybı deyip geçmeyin. Her ikisi de kalp ve böbrek fonksiyonlarımız için son derece önemlidirler. Bu dengenin kaçması, kalp ritminde ciddi bozulmalara neden olabilir. Aşırı sıcaklarda dile getirilen "çarpıntım var" ya da "kalbim tekliyor" gibi yakınmalar çok kez su ve tuz dengesizliğinden ötürüdür.

Nefes nefese
Genelde bilinenin aksine kalp yetmeliğinin en tipik bulgusu nefes darlığıdır. Nefes darlığı, iki adım atar atmaz nefes nefese kalmaktan, oturduğu yerde soluk almakta zorlanmaya kadar değişen yelpazede gözlenir ya da dile getirilir. Nefes darlığı, ne türden olursa olsun ciddi bir olaydır, bu durumda derhal hastanın doktoruyla irtibata geçmeli ya da en yakın bir sağlık kurumuna sevki sağlanmalıdır.
Kalp krizinin en önemli bulgusu çeneye, sol kola ve sırta yayılan ağrıdır. Bu ağrıya aşırı terleme ve bulantının eşlik etmesi, kalp krizinin klasiğidir. Bu durumda derhal acil yardım talep edilmelidir.
Yaz sıcaklarında kolesterol ve yağ oranı yüksek gıdalardan uzak durun. Zeytinyağını ve zeytinyağlı yemekleri seçin. Kızartma değil ızgara ve haşlanmış besinleri tercih edin. Bol meyve tüketin.

Ne yapmalıyız?
* Günde 2.5 litre su için
* Alkolü azaltın
* Sigara içmeyin
* Hafif spor yapın
* Güneşten sakının