Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
Pre-probiyotikler sağlık kaynağı « Geri
Pre-probiyotikler sağlık kaynağı
E-posta
15.10.2009'de eklendi.
Mikrop deyince aklımıza hemen hastalıklar gelir ama her mikrop vücudumuza düşman değil. Mesela kendi hücre sayımızdan 10 kat daha fazla faydalı barsak mikrobuyla beraber yaşadığımızı biliyor muydunuz? Aslında bu faydalı barsak mikroplarının adını artık bilmeyen yok artık herhalde. Son dönemin reklam kahramanları probiyotikler.
Besinlerle birlikte veya ayrı olarak alındığında, bağışıklık sistemini düzenleyerek, barsaklarda besinsel ve mikrobiyal dengeyi sağlayan, sağlığımızı olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalara probiyotik adı veriliyor. Pro ve biota olmak üzere iki kısımdan oluşan bu terim for life (yaşam için) anlamını taşıyor.
Probiyotik kavramı ilk kez 19. yüzyılın başlarında Nobel ödülü sahibi Elie Metchnikoff tarafından gündeme getirilmiş. Metchnikoff, Bulgar köylülerinin uzun yaşamlarının fazlaca fermente süt ürünü tüketmelerine bağlı olduğunu belirtmiş. Son dönemdeki araştırma sonuçları, doğal ve işlenmemiş besinlerden çoğunlukla enerji yoğunluğu yüksek işlenmiş besinlere geçişle kronik hastalıkların sıklığının arttığını ve kronik hastalık sıklığının artışı ile bitkisel kaynaklı lif ve antioksidan tüketiminin azalması arasında açık bir ilişki olduğunu ortaya koyunca, 200 yüz yıl önce ortaya atılan bu kavram günümüzde çok daha popüler oldu.
Probiyotikler
Probiyotikli ürünleri tanıtan reklamlar, daha çok sindirim sorununa çözüm bulduğunu vurguladığından en çok bu yönü tanınıyor ama probiyotiklerin yararları bununla sınırlı değil. Probiyotik mayalar sindirime yardımcı olmanın yanı sıra
Vücudun bağışıklık sistemini aktive ederek,
İç sağlığı düzene sokmak için faydalı mayaların sindirim sisteminde artmasını sağlayarak ve
Hastalık yapıcı kötü bakteri ve virüslere karşı korunmaya yardımcı olarak çalışıyorlar.
Prebiyotikler
Adeta probiyotiklerin yakıtı olan prebiyotik maddeler, sindirim sistemi boyunca vücutta emilmeden kalın barsağa gelen yararlı bakterilerin gelişimini ve aktivitelerini olumlu yönde etkileyen maddeler. Besinsel lifler en önemli prebiyotik kaynakları. Sebze, meyve ve tahıllarda doğal olarak bulunan lifler, barsaktaki yararlı bakterileri uyararak, prebiyotik etki sağlıyorlar. Bu prebiyotik etki,
Vücutta kalsiyum emiliminin arttırılmasına
Yağ metabolizmasının ve mide-bağırsak sistem fonksiyonlarının düzenlenmesine
Zararlı maddelerin emiliminin engellenmesine
Kan şekerini ayarlayarak veya kontrol ederek diyabetik problemlerin önlenmesine
Kolesterolün ayarlanmasına ve kontrol edilmesine
Kanserin önlenmesine katkı sağlıyor.
Anne sütü: Doğal prebiyotik kaynağı
Bebekler doğduklarında barsaklarının içinde hiç mikrop yoktur. Ancak beslenmeye başlayınca, barsakları bazı bakterileri barındırmaya başlar. Bebek anne sütünü emmeye başladığında, sütün bileşiminde doğal olarak bulunan prebiyotik lifler, yararlı bakterilerin sayıca yoğun olduğu bir barsak ortamını oluştururlar. Bu nedenle anne sütüyle beslenen bebekler enfeksiyona karşı daha dirençli olurken, sindirim sistemleri de daha rahat çalışır.
Anne sütü yerine mama ile beslenen bebeklerin barsak florası çok daha komplekstir. Bu bebeklerin barsak florasını anne sütüyle beslenenlerinkine yakın hale getirmek için hazır mamalar, prebiyotik ilaveli hazırlanmaktadır. Tüm yenidoğanlar için anne sütü, sağlıklı büyüme gelişme ve enfeksiyonlardan korunma açısından en değerli besindir. Ancak anne sütünün verilemediği durumlarda kullanılan mamalardaki prebiyotik takviyesi de bebeklerin sağlıklı büyümesini destekler.
Doğal kaynaklar
Hindiba ve enginar prebiyotikten zengindir.
Buğday, arpa, çavdar, soğan, sarımsak, muz, yer elması, bezelye, kuşkonmaz ve pırasa da prebiyotik kaynaklarıdır.
Bir porsiyon pırasa yemeği, bir küçük boy muz, bir küçük boy soğan ve sarımsak günlük prebiyotik gereksinimini karşılar.
Besinlerle birlikte veya ayrı olarak alındığında, bağışıklık sistemini düzenleyerek, barsaklarda besinsel ve mikrobiyal dengeyi sağlayan, sağlığımızı olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalara probiyotik adı veriliyor. Pro ve biota olmak üzere iki kısımdan oluşan bu terim for life (yaşam için) anlamını taşıyor.
Probiyotik kavramı ilk kez 19. yüzyılın başlarında Nobel ödülü sahibi Elie Metchnikoff tarafından gündeme getirilmiş. Metchnikoff, Bulgar köylülerinin uzun yaşamlarının fazlaca fermente süt ürünü tüketmelerine bağlı olduğunu belirtmiş. Son dönemdeki araştırma sonuçları, doğal ve işlenmemiş besinlerden çoğunlukla enerji yoğunluğu yüksek işlenmiş besinlere geçişle kronik hastalıkların sıklığının arttığını ve kronik hastalık sıklığının artışı ile bitkisel kaynaklı lif ve antioksidan tüketiminin azalması arasında açık bir ilişki olduğunu ortaya koyunca, 200 yüz yıl önce ortaya atılan bu kavram günümüzde çok daha popüler oldu.
Probiyotikler
Probiyotikli ürünleri tanıtan reklamlar, daha çok sindirim sorununa çözüm bulduğunu vurguladığından en çok bu yönü tanınıyor ama probiyotiklerin yararları bununla sınırlı değil. Probiyotik mayalar sindirime yardımcı olmanın yanı sıra
Vücudun bağışıklık sistemini aktive ederek,
İç sağlığı düzene sokmak için faydalı mayaların sindirim sisteminde artmasını sağlayarak ve
Hastalık yapıcı kötü bakteri ve virüslere karşı korunmaya yardımcı olarak çalışıyorlar.
Prebiyotikler
Adeta probiyotiklerin yakıtı olan prebiyotik maddeler, sindirim sistemi boyunca vücutta emilmeden kalın barsağa gelen yararlı bakterilerin gelişimini ve aktivitelerini olumlu yönde etkileyen maddeler. Besinsel lifler en önemli prebiyotik kaynakları. Sebze, meyve ve tahıllarda doğal olarak bulunan lifler, barsaktaki yararlı bakterileri uyararak, prebiyotik etki sağlıyorlar. Bu prebiyotik etki,
Vücutta kalsiyum emiliminin arttırılmasına
Yağ metabolizmasının ve mide-bağırsak sistem fonksiyonlarının düzenlenmesine
Zararlı maddelerin emiliminin engellenmesine
Kan şekerini ayarlayarak veya kontrol ederek diyabetik problemlerin önlenmesine
Kolesterolün ayarlanmasına ve kontrol edilmesine
Kanserin önlenmesine katkı sağlıyor.
Anne sütü: Doğal prebiyotik kaynağı
Bebekler doğduklarında barsaklarının içinde hiç mikrop yoktur. Ancak beslenmeye başlayınca, barsakları bazı bakterileri barındırmaya başlar. Bebek anne sütünü emmeye başladığında, sütün bileşiminde doğal olarak bulunan prebiyotik lifler, yararlı bakterilerin sayıca yoğun olduğu bir barsak ortamını oluştururlar. Bu nedenle anne sütüyle beslenen bebekler enfeksiyona karşı daha dirençli olurken, sindirim sistemleri de daha rahat çalışır.
Anne sütü yerine mama ile beslenen bebeklerin barsak florası çok daha komplekstir. Bu bebeklerin barsak florasını anne sütüyle beslenenlerinkine yakın hale getirmek için hazır mamalar, prebiyotik ilaveli hazırlanmaktadır. Tüm yenidoğanlar için anne sütü, sağlıklı büyüme gelişme ve enfeksiyonlardan korunma açısından en değerli besindir. Ancak anne sütünün verilemediği durumlarda kullanılan mamalardaki prebiyotik takviyesi de bebeklerin sağlıklı büyümesini destekler.
Doğal kaynaklar
Hindiba ve enginar prebiyotikten zengindir.
Buğday, arpa, çavdar, soğan, sarımsak, muz, yer elması, bezelye, kuşkonmaz ve pırasa da prebiyotik kaynaklarıdır.
Bir porsiyon pırasa yemeği, bir küçük boy muz, bir küçük boy soğan ve sarımsak günlük prebiyotik gereksinimini karşılar.
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Güncel konular
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Genel olarak temel gıdaların uygun fiyatlı ve erişilebilir olduğu yerlere göre değişmekle birlikte şu şekilde sıralanabilir.
Pirinç
Bir çok ülkede temel besindir ve uygun fiyatlı enerji kaynağıd
İpek kıvamında topaklanmayan tarhana çorbası nasıl pişirilir?
Hepimizin çok sevdiği tarhana çorbası hele de sıcacık ve ipek gibi bir kıvamda olursa kim hayır diyebilir ki.
Bağışıklık sistemine de şifa olan tarhana çorbasını kışın kahvaltılarınız da da kolayl
Böreğin altı neden pişmez? Evde böreğin altı üstü gibi tam olarak istediğimiz renkte ve pişmişlikte olmaz.
Eğer böreğin altınında üstü gibi pişmesini sağlamak için fırın kabınızın içini yağlamanız
Son Yorumlar
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için:
Sütlü İrmik Tatlısı için: