Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
Trigliserid Nedir? « Geri
Trigliserid Nedir?
E-posta
15.10.2009'de eklendi.
Yağ ve yağ içeren tereyağ, margarin, mısır özü, canola yağı tamamıyla trigliserid formatındadır.Vücut hücrelerimizde yağlar tigliserid formatında depolanır. Her gün yediğimiz yiyeceklerin içinde mutlaka trigiserid formatında yiyecekler mevcuttur.
Trigliserid vücudumuzda karaciğerde bir kaç yolla işlem görür.
1-Eğer çok fazla doymuş yağ (katı yağ) yediysek, karaciğer daha fazla kollestrol üretir ve kan içindeki kolestrol değeri de yükselir.
2-Eğer çok fazla kalori aldıysak karaciğer bunu trigliseride dönüştürür ve yağ olarak depolar.
3-Eğer çok fazla alkol alıyorsak, karaciğer daha fazla trigliserid üretir ve kandaki trigliserid oranı artar.
YÜKSEK TRİGLİSERİD BİR SAĞLIK PROBLEMİDİR?
Kanda yüksek trigliserid uzun dönemde diğer risk faktörlerini de beraberinde getirir, en önemli risk faktörünü de kalp krizinde görürüz. Risk faktörleri fiziksel aktivite sıklığımız, kandaki trigliserid seviyemiz, yüksek kan kolestrolümüz, genetik fakörler, sigara alışkanlığı, yüksek tansiyon ve şişmanlıkla artış gösterir.
TRİGLİSERİD NE ZAMAN ÖLÇÜLMELİ?
Trigliserid seviyemiz total kolestrol seviyemizle ilgili ölçülebildiği gibi, aşağıdaki faktörlerde de önem taşır:
Yüksek total kolestrol,
Kalp krizine kesin neden olacak iki faktöre sahip kişiler örneğin sigara içen ve şişman olanlar,
Diabet, yüksek tansiyon, şişmanlık, kronik böbrek yetmezliği, dolaşım bozukluğu gibi sağlık sorunlarında ,
Kan trigliserid seviyemiz yediğimiz öğün içeriğiyle de ilgilidir. İçilen ilaçlar, hormon tedavisi, diet, menstrasyon dönemi, gün içinde yapılan yoğun egzersiz ölçümün sonucunu etkiliyebilir. Alkol ve ilaç kullanımı trigliserid seviyesini etkiler.
NORMAL TRİGLİSERİD SEVİYESİ NEDİR?
Normal Trigliserid seviyesi 50-200 mg arasında olmalıdır. Normal trigliserid seviyesi genellikle normal kolestrol seviyesiyle paralel gider. Yüksek trigliserid seviyesine sahip kişilerde kalp krizi riski diğer hastalık risklerinden daha yüksektir.
KAN TRİGLİSERİD SEVİYESİ NASIL DÜZENLENEBİLİR?
Özellikle düşük yağ seviyesi olan yiyecekler seçilmelidir. Haftada en fazla 2-3 yumurta yenmelidir. Bu ürün tüketildiği zaman posalı yiyecekler kullanılmalıdır.
Boyumuza göre normal kilomuza gelmemiz gerekir. Hızlı verilen kilolarda trigliserid seviyesinin ayarlanması gerekir.
Fiziksel aktivitenizi arttırın. Fiziksel aktivitedeki artış trigliserid seviyemizin düşmesine neden olur.
Sigara içmeyin.
Alkol içiyorsanız 1-2 kadeh üstüne çıkmayın.(Özellikle şarap tüketin.)
Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon)
Ülkemizde genel nüfusun %20'sinde, 60-70 yaş grubunun ise %50 de görülen yüksek tansiyon, kan basıncının artması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
Kan basıncı, kalbin atardamarlara ve tüm dolaşım sistemine kan pompalarken ortaya cıkan güçtür. Kalpten pompalanan kan büyük damarlardan küçük damarlara akar. Küçük damarlar kasılır veya gevşer, böylece kanın akışı ve akışa karşı direnç değişir. Damarların genişlemesi kan akışını kolaylaştırır, direnci azaltır; kasılmasının ise bunun tersi etkisi vardır.
Yüksek tansiyon; kalp hastalıkları, kalp yetmezliği, felç ve böbrek bozukluğu için önemli bir risk faktörüdür. Ayrıca, tansiyonun uzun süreli yüksek kalması, risk faktöründe %50'ye varan artışlara yol açtığı görülmüştür.
Tansiyon nasıl yükselir?
Fazla tuz ve sıvı birikimi nedeniyle kanın hacmi artarsa ya da bazı hormonların etkisiyle damarlar kasılı kalırsa kanın basıncı yükselir. Kanın basıncı düşük olduğu zaman sinir sistemi tarafından norefinefrin ve böbrekler tarafından renin adlı hormonlar salgılanır. Renin, renin -angiotensin adı verilen hormon sistemini uyarır ve kan basıncını yükseltir.
Vücudun tuz dengesini yöneten bu sistemdeki angiotensin adlı hormonlar aşırı salgılandığı zaman damarlar daralır, bu da tansiyonun yükselmesine neden olur. Son yıllarda angiotensin hormonunu salgılayan bir gen bulunmuştur. Böylece neden bazı ailelerde yüksek tansiyonun daha sık görüldüğü açıklanabilir.
Tansiyon ne zaman yüksek sayılır?
Kan basıncı iki farklı rakamla ifade edilir. Bu rakamdan bir tanesi kalbin kasıldığı andaki kan basıncını gösterir, halk arasında büyük tansiyon diye bilinen bu basınca sistolik basınç denir. İkinci rakam ise halk arasında küçük tansiyon diye adlandırılan diastolik basınçtır. Bu basıçta kalp dinlendiği zaman açığa çıkar.
Normal sistolik basınç 100 ile130 mm Hg, normal diastolik basınç ise 60 ile 85 mm Hg arasında değişir. Eğer kan basıncı ilk belirlemeden sonraki en az iki ölçüm olmak üzere 140/90 mm Hg'nın üzerinde kalıyorsa Hipertansiyon teşhişi konur.
Yüksek tansiyonun nedenleri nelerdir?
Hastaların çoğunda tansiyon yükselmesinin nedeni bilinmemektedir. Onun için bu tür tansiyona Primer (Birincil) Esansiyel Tansiyon denir. Esansiyel tansiyon, kişi farketmeden geliştiğinden sessiz bir hastalık olarak değerlendirilir. Daha az sayıdaki hastada ise yüksek tansiyona böbrek ya da hormon sorunları gibi başka bir hastalık neden olabilir. Buna da Sekonder (ikincil) Tansiyon adı verilir.
Kanın basıncı genellikle yaş ilerledikçe artar. Yüksek tansiyon kalıtsal olabildiği gibi, şeker hastalığı, şişmanlık ve atheroskleroz (damar sertliği) gibi bazı sağlık sorunlarının hipertansiyon riskini artırdığı düşünülmektedir. Ayrıca aşırı stres, alkol ve sigara kullanımı, hareketsizlik ve beslenmenin de önemli etkisi vardır. Şişman kişilerin kilo vermesi ve haftada 2-3 kez egzersiz yapması yüksek tansiyonu normal düzeye indirmektedir.
Beslenmemiz tansiyonu nasıl etkiler?
Fazla tuzlu, yağlı ve proteinli gıdalar sodyumun vücutta tutulmasına neden olur. Vücutta biriken sodyum, sıvı birikmesine dolayısıyla kan basıncının artmasına yol açar. Günde ortalama 1,5g sodyum tüketen toplumlarda hipertansiyon ender görülmektedir. Oysa, birçok toplumda günde yaklaşık 3-7 g arasında sodyum kullanılmaktadır. Günlük sodyum miktarının 3-4 g düşürülmesiyle tansiyon yüksekliği normale dönmektedir. Sodyumun tersine potasyum vücuttaki tuz ve sıvı dengesini düzenleyerek tansiyonun yükselmesini engeller. Kalsiyum yetersizliğinin de yüksek tansiyona neden olduğu belirlenmiştir. Yeterli alınan magnezyumun da kan basıncını kontrol etmede rolü vardır.
Bazı soya ürünlerininde tansiyonu önleyici peptitler içerdiği bulunmuştur. Peptitler birkaç amino asidin bir araya gelmesinden oluşan kısa zincirli moleküllerdir. Soyadaki bu peptitlerin kan basıncının yükselmesinde rol oynayan bir enzimin çalışmasını engellediği ortaya çıkmıştır. Bazı araştırmalarda sarımsağın da tansiyon düşürücü etkisi olduğu gösterilmiştir. Ancak sarımsağın rahatsız edici kokusu olduğundan yeterince kullanılmamaktadır. Bu nedenle son yıllarda kokuya engel olan sarımsak tozları ve tabletler üretilmektedir.
Yapılan araştırmalar genellikle meyva ve sebzelerle süt ürünlerini bol tüketen kişilerin normal tansiyona sahip olduğunu göstermektedir. Sebzelerin ve süt, yoğurt peynir gibi gıdaların tansiyon düşürücü etkisi içerdikleri potasyum, kalsiyum, magnezyum ve diyet liflerden kaynaklanmaktadır.
ÖZETLE
*Günlük sodyum alımının 4 gm altında tutulması,
(Gıdalarımızın çoğunda sodyum doğal olarak mevcuttur ve hiç ilave tuz kullanmadan sodyum tüketimimizi karşılayabiliriz. Hazır ve işlenmiş gıdaların tüketimi -konserve, salamura gıdalar, salam,sosis,vb.- normalin üstünde tuz almamıza neden olmakta ve hipertansiyon risk faktörü oluşturmaktadır.)
*Kalsiyum, potasyum ve magnezyum yeterince alınması,
*Katı yağ tüketiminin azaltılması,
*Şişmanlığın önlenmesi, egzersiz yapılması,
*Stresli ortamlardan kaçınılması,
*Sigara ve alkolün mümkün olduğunca az kullanılması
önerilir.
Trigliserid vücudumuzda karaciğerde bir kaç yolla işlem görür.
1-Eğer çok fazla doymuş yağ (katı yağ) yediysek, karaciğer daha fazla kollestrol üretir ve kan içindeki kolestrol değeri de yükselir.
2-Eğer çok fazla kalori aldıysak karaciğer bunu trigliseride dönüştürür ve yağ olarak depolar.
3-Eğer çok fazla alkol alıyorsak, karaciğer daha fazla trigliserid üretir ve kandaki trigliserid oranı artar.
YÜKSEK TRİGLİSERİD BİR SAĞLIK PROBLEMİDİR?
Kanda yüksek trigliserid uzun dönemde diğer risk faktörlerini de beraberinde getirir, en önemli risk faktörünü de kalp krizinde görürüz. Risk faktörleri fiziksel aktivite sıklığımız, kandaki trigliserid seviyemiz, yüksek kan kolestrolümüz, genetik fakörler, sigara alışkanlığı, yüksek tansiyon ve şişmanlıkla artış gösterir.
TRİGLİSERİD NE ZAMAN ÖLÇÜLMELİ?
Trigliserid seviyemiz total kolestrol seviyemizle ilgili ölçülebildiği gibi, aşağıdaki faktörlerde de önem taşır:
Yüksek total kolestrol,
Kalp krizine kesin neden olacak iki faktöre sahip kişiler örneğin sigara içen ve şişman olanlar,
Diabet, yüksek tansiyon, şişmanlık, kronik böbrek yetmezliği, dolaşım bozukluğu gibi sağlık sorunlarında ,
Kan trigliserid seviyemiz yediğimiz öğün içeriğiyle de ilgilidir. İçilen ilaçlar, hormon tedavisi, diet, menstrasyon dönemi, gün içinde yapılan yoğun egzersiz ölçümün sonucunu etkiliyebilir. Alkol ve ilaç kullanımı trigliserid seviyesini etkiler.
NORMAL TRİGLİSERİD SEVİYESİ NEDİR?
Normal Trigliserid seviyesi 50-200 mg arasında olmalıdır. Normal trigliserid seviyesi genellikle normal kolestrol seviyesiyle paralel gider. Yüksek trigliserid seviyesine sahip kişilerde kalp krizi riski diğer hastalık risklerinden daha yüksektir.
KAN TRİGLİSERİD SEVİYESİ NASIL DÜZENLENEBİLİR?
Özellikle düşük yağ seviyesi olan yiyecekler seçilmelidir. Haftada en fazla 2-3 yumurta yenmelidir. Bu ürün tüketildiği zaman posalı yiyecekler kullanılmalıdır.
Boyumuza göre normal kilomuza gelmemiz gerekir. Hızlı verilen kilolarda trigliserid seviyesinin ayarlanması gerekir.
Fiziksel aktivitenizi arttırın. Fiziksel aktivitedeki artış trigliserid seviyemizin düşmesine neden olur.
Sigara içmeyin.
Alkol içiyorsanız 1-2 kadeh üstüne çıkmayın.(Özellikle şarap tüketin.)
Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon)
Ülkemizde genel nüfusun %20'sinde, 60-70 yaş grubunun ise %50 de görülen yüksek tansiyon, kan basıncının artması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
Kan basıncı, kalbin atardamarlara ve tüm dolaşım sistemine kan pompalarken ortaya cıkan güçtür. Kalpten pompalanan kan büyük damarlardan küçük damarlara akar. Küçük damarlar kasılır veya gevşer, böylece kanın akışı ve akışa karşı direnç değişir. Damarların genişlemesi kan akışını kolaylaştırır, direnci azaltır; kasılmasının ise bunun tersi etkisi vardır.
Yüksek tansiyon; kalp hastalıkları, kalp yetmezliği, felç ve böbrek bozukluğu için önemli bir risk faktörüdür. Ayrıca, tansiyonun uzun süreli yüksek kalması, risk faktöründe %50'ye varan artışlara yol açtığı görülmüştür.
Tansiyon nasıl yükselir?
Fazla tuz ve sıvı birikimi nedeniyle kanın hacmi artarsa ya da bazı hormonların etkisiyle damarlar kasılı kalırsa kanın basıncı yükselir. Kanın basıncı düşük olduğu zaman sinir sistemi tarafından norefinefrin ve böbrekler tarafından renin adlı hormonlar salgılanır. Renin, renin -angiotensin adı verilen hormon sistemini uyarır ve kan basıncını yükseltir.
Vücudun tuz dengesini yöneten bu sistemdeki angiotensin adlı hormonlar aşırı salgılandığı zaman damarlar daralır, bu da tansiyonun yükselmesine neden olur. Son yıllarda angiotensin hormonunu salgılayan bir gen bulunmuştur. Böylece neden bazı ailelerde yüksek tansiyonun daha sık görüldüğü açıklanabilir.
Tansiyon ne zaman yüksek sayılır?
Kan basıncı iki farklı rakamla ifade edilir. Bu rakamdan bir tanesi kalbin kasıldığı andaki kan basıncını gösterir, halk arasında büyük tansiyon diye bilinen bu basınca sistolik basınç denir. İkinci rakam ise halk arasında küçük tansiyon diye adlandırılan diastolik basınçtır. Bu basıçta kalp dinlendiği zaman açığa çıkar.
Normal sistolik basınç 100 ile130 mm Hg, normal diastolik basınç ise 60 ile 85 mm Hg arasında değişir. Eğer kan basıncı ilk belirlemeden sonraki en az iki ölçüm olmak üzere 140/90 mm Hg'nın üzerinde kalıyorsa Hipertansiyon teşhişi konur.
Yüksek tansiyonun nedenleri nelerdir?
Hastaların çoğunda tansiyon yükselmesinin nedeni bilinmemektedir. Onun için bu tür tansiyona Primer (Birincil) Esansiyel Tansiyon denir. Esansiyel tansiyon, kişi farketmeden geliştiğinden sessiz bir hastalık olarak değerlendirilir. Daha az sayıdaki hastada ise yüksek tansiyona böbrek ya da hormon sorunları gibi başka bir hastalık neden olabilir. Buna da Sekonder (ikincil) Tansiyon adı verilir.
Kanın basıncı genellikle yaş ilerledikçe artar. Yüksek tansiyon kalıtsal olabildiği gibi, şeker hastalığı, şişmanlık ve atheroskleroz (damar sertliği) gibi bazı sağlık sorunlarının hipertansiyon riskini artırdığı düşünülmektedir. Ayrıca aşırı stres, alkol ve sigara kullanımı, hareketsizlik ve beslenmenin de önemli etkisi vardır. Şişman kişilerin kilo vermesi ve haftada 2-3 kez egzersiz yapması yüksek tansiyonu normal düzeye indirmektedir.
Beslenmemiz tansiyonu nasıl etkiler?
Fazla tuzlu, yağlı ve proteinli gıdalar sodyumun vücutta tutulmasına neden olur. Vücutta biriken sodyum, sıvı birikmesine dolayısıyla kan basıncının artmasına yol açar. Günde ortalama 1,5g sodyum tüketen toplumlarda hipertansiyon ender görülmektedir. Oysa, birçok toplumda günde yaklaşık 3-7 g arasında sodyum kullanılmaktadır. Günlük sodyum miktarının 3-4 g düşürülmesiyle tansiyon yüksekliği normale dönmektedir. Sodyumun tersine potasyum vücuttaki tuz ve sıvı dengesini düzenleyerek tansiyonun yükselmesini engeller. Kalsiyum yetersizliğinin de yüksek tansiyona neden olduğu belirlenmiştir. Yeterli alınan magnezyumun da kan basıncını kontrol etmede rolü vardır.
Bazı soya ürünlerininde tansiyonu önleyici peptitler içerdiği bulunmuştur. Peptitler birkaç amino asidin bir araya gelmesinden oluşan kısa zincirli moleküllerdir. Soyadaki bu peptitlerin kan basıncının yükselmesinde rol oynayan bir enzimin çalışmasını engellediği ortaya çıkmıştır. Bazı araştırmalarda sarımsağın da tansiyon düşürücü etkisi olduğu gösterilmiştir. Ancak sarımsağın rahatsız edici kokusu olduğundan yeterince kullanılmamaktadır. Bu nedenle son yıllarda kokuya engel olan sarımsak tozları ve tabletler üretilmektedir.
Yapılan araştırmalar genellikle meyva ve sebzelerle süt ürünlerini bol tüketen kişilerin normal tansiyona sahip olduğunu göstermektedir. Sebzelerin ve süt, yoğurt peynir gibi gıdaların tansiyon düşürücü etkisi içerdikleri potasyum, kalsiyum, magnezyum ve diyet liflerden kaynaklanmaktadır.
ÖZETLE
*Günlük sodyum alımının 4 gm altında tutulması,
(Gıdalarımızın çoğunda sodyum doğal olarak mevcuttur ve hiç ilave tuz kullanmadan sodyum tüketimimizi karşılayabiliriz. Hazır ve işlenmiş gıdaların tüketimi -konserve, salamura gıdalar, salam,sosis,vb.- normalin üstünde tuz almamıza neden olmakta ve hipertansiyon risk faktörü oluşturmaktadır.)
*Kalsiyum, potasyum ve magnezyum yeterince alınması,
*Katı yağ tüketiminin azaltılması,
*Şişmanlığın önlenmesi, egzersiz yapılması,
*Stresli ortamlardan kaçınılması,
*Sigara ve alkolün mümkün olduğunca az kullanılması
önerilir.
-
Bu haber için yorumlar (36 adet)
-
Aralık 17 2012
Bilginiz icin tesekur ederim. Saygilarimla -
Aralık 05 2012
TEŞEKKÜRLER -
Kasım 07 2012
sağ olun -
Eylül 30 2012
teşekkürler -
Eylül 19 2012
teşekkürler -
Eylül 18 2012
çok güzel aydınlandım bize sunduğunuz bu imkan için teşekkürler -
Temmuz 25 2012
Saolasin benim iki gozzum ALLAH sizden razı olsun -
Temmuz 18 2012
Allah c.c. razı olsun,bilgileriniz ile bize sağlıklı yaşamanın önemini,anlayacağımız bir şekilde çok güzel belirtmişsiniz... -
Temmuz 14 2012
bilgilendirme için teşekkür ederim -
Haziran 17 2012
Allah razı olsun sizlerden emek verip bizleri aydınlatıyorsunuz..
-
Güncel konular
izmirde Dubai çikolatası modası
Büyük küçük herkesin lezzetine doyamadığı Dubai çikolatası hem görüntüsü hem çıtırdısı ile herkesi mest ediyor.
Çikolatanın sırrı kadayıf ve antepfıstığı ezmesinde saklı.
Uğruna uzun kuyruklar o
Tiktok başta olmak üzere instagram ve influencerların yaptığı dubai çikolatasını sizde öğrenmek ve sevdiklerinizle paylaşmak istermisiniz.
İşte A dan Z ye Dubai çikolatasının yapımını öğrenebileceğ
Dubai çikolatası, dünyanın her yerinden gurmeler ve çikolata severler için bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Bu tariflerde, hem klasik hem de yaratıcı seçenekler sunarak, sizlere evinizde Dubai'nin eş
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Son Yorumlar
Limonlu panna cotta için:
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için: