Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
Kilo Aldıran 7 Yeni Neden « Geri
Kilo Aldıran 7 Yeni Neden
E-posta
15.10.2009'de eklendi.
Bir zamanlar sahip olduğunuz hatlara artık çok mu uzaksınız? Aynaya her baktığınızda birkaç yıl, hatta birkaç ay önceki siluetinizin bozulduğunu görerek mutsuz mu oluyorsunuz?
Beslenme uzmanları bu durumu ´çok ve düzensiz yemek ve az hareket´ diye özetliyor. Bir grup uluslararası araştırmacı ise International Journal of Obesity adlı derginin son sayısında, obezite veya kilo fazlalığının bilinen klasik sebeplerinin (beslenme alışkanlıkları, hayat tarzı, kalıtım ve metabolik düzensizlikler gibi) dışında, yeni nedenler ortaya koyuyor. Her ne kadar bu yeni sebeplerin etkileri vücutta sınırlı gibi gözükse de birbirleriyle etkileşimleri ´bel çevresi´ ölçüsüne yansıyor. İşte araştırmacıların risk olarak belirledikleri nedenler:
1- Az uyumak: Halk arasında çok uyumanın kilo almayı tetikleyeceğine inanılır. Cleveland´da bulunan Case Western Reserve University´de gerçekleştirilen araştırmanın sonucu ise bu inanışı çürütecek sonuçlar içeriyor. Çalışmaya göre; günde ortalama be. saatin altında uyku, seneler içinde kilo artı.ına neden oluyor. İlginç olan; beslenme ve fizik aktivite farkı olmayan iki gruptan az uyuyanlarda saptanan kilo artışının (araştırmacılar sebebini kesin olarak açıklayamamakla birlikte), az uyumanın bazal metabolizmayı etkilemesinden kaynaklandı ğına inanıyorlar. Bu noktada; geçen haftaki yazımda altını çizdiğim, doğal yağ yakıcılardan olan ve uyku sırasında salgılanan büyüme hormonundan uykusuz kalındığında yararlanılamadığının da hesaba katılması gerekiyor.
2- Kirlilik: Kilo artışı ile hormonlar arasındaki ilişkiyi artık hepimiz biliyoruz. Bazı hormonlar, örneğin leptin, kiloyu kontrol altında tutma gibi bir göreve sahip. Bunun gibi, tiroit hormonları, insülin, glukagon gibi hormonlar veya östrojen ve progesteron gibi kadınlık hormonları da yağlanma ve kiloyla ilişkilendirilebilecek özellikler taşıyorlar. Çevremizde ve yiyeceklerimizde mevcut olan kirlilik (hava, tarımsal ve hayvansal ürünlerin işlenişi) vücudumuzun hormonal dengesine etki edebiliyor, Cristina Aguilera´nın kişisel antrenörü Michael Borden, starın herkesi şaşırtarak kısa sürede verdiği kiloların sırrını, ´temiz, organik gıdalar´ olarak açıklamıştı. Borden, "Yediklerinizi organik olarak tüketmeye ba.ladığınızda bir ay içinde vücudunuzdaki değişime şaşıracaksınız" diyor. Bu örnekte de gördüğümüz gibi; yediklerimizdeki kirlilik, metabolik dengeyi, iştahı ve dolayı sıyla kiloyu bozabiliyor. Çözüm için temiz bir çevre ve organik tarıma yönelmek gibi yöntemler ön plana çıkıyor.
3- İklimlendirme sistemleri (klimalar): Alabama Üniversitesi´nde yapılan bir araştırma; sıcak havalarda can kurtaran gibi sarıldığımız klimaların şişmanlattığını ortaya çıkardı. Soğukta organizma, ısınmak için küçük bir fırın gibi kalori yakıyor. Sıcak havada ise ısınma kadar olmasa da vücut ısısını düzenlemekle görevli fizyolojik mekanizmaları harekete geçirmek için enerji harcıyor. Araştırmayı yürüten Prof. David B. Allison´a göre, klimalar belli bir ısıyı sabit tutarak, metabolik hızı yavaşlatıyorlar. Yine de bu konuda bilim dünyasında karşı tezi savunan ve bu çalışmaya şüpheli ve temkinli yaklaşan bilim insanları az değil.
4- Sigarayı bırakmak: Çok istemesine rağmen, ´kilo alırım´ endişesiyle sigarayı bırakamayanların sayısı çok fazla. Gerçekten de sigarayı bırakan pek çok insanın yaşadığı sorun; kilo almak. Nikotin, enerji metabolizmasını uyararak daha fazla kalori harcanmasını sağlar, iştahı etkilerken, katranın mide sekresyonunu artırarak, az da olsa, yiyeceklerden yararlanımı azaltır. Buna rağmen, sigara içmeye başlamak kilo kaybettirmez. Bunun için sigarayı bırakma stratejisinde sağlam durmak, şeker yemek yerine kalorisi düşük yağsız, tuzsuz patlamış mısır tüketmek daha uygun olur.
5- İlaçlar: Doğum kontrol hapları, steroid hormonlar, antidepresanlar ve kimi tansiyon düşüren ilaçlar, kiloda artı.a neden olur. Antidepresanlar ve tansiyon için betabloker kullanımı metabolizmayı yava.latırken, bazı hormon ilaçları su tutar, bazıları yağ depolanmasını artırır. Dolayısıyla bu tip ilaç kullananlar, hekimlerinin öngördüğü şekilde tedaviye devam etmeli. Ancak doğru beslenmeyi de ihmal etmemek, kalori alımında çok daha dikkatli olmak şart.
6- Ekonomik krizler: Genellikle daha ucuz yiyecekler daha çok kilo aldı ranlardır. Ekmek ve makarnanın, sebze veya etten daha ucuz olduğu düşünülürse; (her ne kadar göbeklenmek ekonomik refahla ilişkilendirilse de) kriz dönemlerinin kilo almayı tetikleyebileceği sonucuna varılabilir. Burada; 40 ile 60 yaşları arasında kilo almaya eğilimin, 20´li yaşlara oranla arttığı, ancak 60 yaşından sonra, iştahın azalması nedeniyle durumun terse döndüğü unutulmamalı.
7- Geç anne olmak: Bugün kadınlar, birkaç on yıl öncesine göre daha geç çocuk sahibi oluyor ve hamilelik sırasında çok daha fazla kilo alıyorlar. Araştırmacılara göre; genç bir kadının hamilelikte kilo almaya metabolik direnç kapasitesi çok daha fazla gözüküyor. Hele bir de buna şeker hastalığı gibi faktörler de eklendiğinde, hayat boyu şişman kalma riskiyle karşı karşıya kalınıyor. Bu nedenle geç ya.larda hamile kalmayı dü.ünenlerin beslenmelerine ve kilo almalarına çok daha fazla dikkat etmeleri gerekiyor.
Kaynak: Sabah
Beslenme uzmanları bu durumu ´çok ve düzensiz yemek ve az hareket´ diye özetliyor. Bir grup uluslararası araştırmacı ise International Journal of Obesity adlı derginin son sayısında, obezite veya kilo fazlalığının bilinen klasik sebeplerinin (beslenme alışkanlıkları, hayat tarzı, kalıtım ve metabolik düzensizlikler gibi) dışında, yeni nedenler ortaya koyuyor. Her ne kadar bu yeni sebeplerin etkileri vücutta sınırlı gibi gözükse de birbirleriyle etkileşimleri ´bel çevresi´ ölçüsüne yansıyor. İşte araştırmacıların risk olarak belirledikleri nedenler:
1- Az uyumak: Halk arasında çok uyumanın kilo almayı tetikleyeceğine inanılır. Cleveland´da bulunan Case Western Reserve University´de gerçekleştirilen araştırmanın sonucu ise bu inanışı çürütecek sonuçlar içeriyor. Çalışmaya göre; günde ortalama be. saatin altında uyku, seneler içinde kilo artı.ına neden oluyor. İlginç olan; beslenme ve fizik aktivite farkı olmayan iki gruptan az uyuyanlarda saptanan kilo artışının (araştırmacılar sebebini kesin olarak açıklayamamakla birlikte), az uyumanın bazal metabolizmayı etkilemesinden kaynaklandı ğına inanıyorlar. Bu noktada; geçen haftaki yazımda altını çizdiğim, doğal yağ yakıcılardan olan ve uyku sırasında salgılanan büyüme hormonundan uykusuz kalındığında yararlanılamadığının da hesaba katılması gerekiyor.
2- Kirlilik: Kilo artışı ile hormonlar arasındaki ilişkiyi artık hepimiz biliyoruz. Bazı hormonlar, örneğin leptin, kiloyu kontrol altında tutma gibi bir göreve sahip. Bunun gibi, tiroit hormonları, insülin, glukagon gibi hormonlar veya östrojen ve progesteron gibi kadınlık hormonları da yağlanma ve kiloyla ilişkilendirilebilecek özellikler taşıyorlar. Çevremizde ve yiyeceklerimizde mevcut olan kirlilik (hava, tarımsal ve hayvansal ürünlerin işlenişi) vücudumuzun hormonal dengesine etki edebiliyor, Cristina Aguilera´nın kişisel antrenörü Michael Borden, starın herkesi şaşırtarak kısa sürede verdiği kiloların sırrını, ´temiz, organik gıdalar´ olarak açıklamıştı. Borden, "Yediklerinizi organik olarak tüketmeye ba.ladığınızda bir ay içinde vücudunuzdaki değişime şaşıracaksınız" diyor. Bu örnekte de gördüğümüz gibi; yediklerimizdeki kirlilik, metabolik dengeyi, iştahı ve dolayı sıyla kiloyu bozabiliyor. Çözüm için temiz bir çevre ve organik tarıma yönelmek gibi yöntemler ön plana çıkıyor.
3- İklimlendirme sistemleri (klimalar): Alabama Üniversitesi´nde yapılan bir araştırma; sıcak havalarda can kurtaran gibi sarıldığımız klimaların şişmanlattığını ortaya çıkardı. Soğukta organizma, ısınmak için küçük bir fırın gibi kalori yakıyor. Sıcak havada ise ısınma kadar olmasa da vücut ısısını düzenlemekle görevli fizyolojik mekanizmaları harekete geçirmek için enerji harcıyor. Araştırmayı yürüten Prof. David B. Allison´a göre, klimalar belli bir ısıyı sabit tutarak, metabolik hızı yavaşlatıyorlar. Yine de bu konuda bilim dünyasında karşı tezi savunan ve bu çalışmaya şüpheli ve temkinli yaklaşan bilim insanları az değil.
4- Sigarayı bırakmak: Çok istemesine rağmen, ´kilo alırım´ endişesiyle sigarayı bırakamayanların sayısı çok fazla. Gerçekten de sigarayı bırakan pek çok insanın yaşadığı sorun; kilo almak. Nikotin, enerji metabolizmasını uyararak daha fazla kalori harcanmasını sağlar, iştahı etkilerken, katranın mide sekresyonunu artırarak, az da olsa, yiyeceklerden yararlanımı azaltır. Buna rağmen, sigara içmeye başlamak kilo kaybettirmez. Bunun için sigarayı bırakma stratejisinde sağlam durmak, şeker yemek yerine kalorisi düşük yağsız, tuzsuz patlamış mısır tüketmek daha uygun olur.
5- İlaçlar: Doğum kontrol hapları, steroid hormonlar, antidepresanlar ve kimi tansiyon düşüren ilaçlar, kiloda artı.a neden olur. Antidepresanlar ve tansiyon için betabloker kullanımı metabolizmayı yava.latırken, bazı hormon ilaçları su tutar, bazıları yağ depolanmasını artırır. Dolayısıyla bu tip ilaç kullananlar, hekimlerinin öngördüğü şekilde tedaviye devam etmeli. Ancak doğru beslenmeyi de ihmal etmemek, kalori alımında çok daha dikkatli olmak şart.
6- Ekonomik krizler: Genellikle daha ucuz yiyecekler daha çok kilo aldı ranlardır. Ekmek ve makarnanın, sebze veya etten daha ucuz olduğu düşünülürse; (her ne kadar göbeklenmek ekonomik refahla ilişkilendirilse de) kriz dönemlerinin kilo almayı tetikleyebileceği sonucuna varılabilir. Burada; 40 ile 60 yaşları arasında kilo almaya eğilimin, 20´li yaşlara oranla arttığı, ancak 60 yaşından sonra, iştahın azalması nedeniyle durumun terse döndüğü unutulmamalı.
7- Geç anne olmak: Bugün kadınlar, birkaç on yıl öncesine göre daha geç çocuk sahibi oluyor ve hamilelik sırasında çok daha fazla kilo alıyorlar. Araştırmacılara göre; genç bir kadının hamilelikte kilo almaya metabolik direnç kapasitesi çok daha fazla gözüküyor. Hele bir de buna şeker hastalığı gibi faktörler de eklendiğinde, hayat boyu şişman kalma riskiyle karşı karşıya kalınıyor. Bu nedenle geç ya.larda hamile kalmayı dü.ünenlerin beslenmelerine ve kilo almalarına çok daha fazla dikkat etmeleri gerekiyor.
Kaynak: Sabah
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Güncel konular
izmirde Dubai çikolatası modası
Büyük küçük herkesin lezzetine doyamadığı Dubai çikolatası hem görüntüsü hem çıtırdısı ile herkesi mest ediyor.
Çikolatanın sırrı kadayıf ve antepfıstığı ezmesinde saklı.
Uğruna uzun kuyruklar o
Tiktok başta olmak üzere instagram ve influencerların yaptığı dubai çikolatasını sizde öğrenmek ve sevdiklerinizle paylaşmak istermisiniz.
İşte A dan Z ye Dubai çikolatasının yapımını öğrenebileceğ
Dubai çikolatası, dünyanın her yerinden gurmeler ve çikolata severler için bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Bu tariflerde, hem klasik hem de yaratıcı seçenekler sunarak, sizlere evinizde Dubai'nin eş
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Son Yorumlar
Limonlu panna cotta için:
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için: