E-posta 01.11.2009'de eklendi.

20 yıldır gen aktarımı yapılan gıdalar arasında mısır, patates, domates, pirinç de var. Acıbadem Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Beyazıt Çırakoğlu, gıdalarda yaklaşık 20 yıldır gen aktarımının yapıldığına dikkat çekti. Eksi 20'lerde bile donmayan patates üretildiğini belirten Çırakoğlu, bu durumun güzel gözükse bile tehlikeli sonuçlar doğuracağını söyledi.

Hormonlar ve gıdalardaki genler insana da geçtiği için tehlike büyük boyutta. Kendi türü dışında başka bir türden gen aktarılarak belli özellikleri değiştirilen Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) tehlike saçıyor.

Çarşıda, pazarda, alışveriş merkezlerinde rafları genetiği değiştirilmiş gıdalar doldurdu. Özellikle mısır, patates, soya, buğday, pamuk, domates, pirinç gibi ürünlerde genetik değişiklikler yapıldığına dikkat çeken uzmanlar, gerekli tedbirlerin alınmaması halinde gelecek yüzyılların hastalık yılları olacağı uyarısında bulundu.



Bir dönem TUBİTAK Gen Mühendisliği Enstitüsü'nde çalışmalar yapan, Acıbadem Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Beyazıt Çırakoğlu, gıdalarda yaklaşık 20 yıldır gen aktarımının yapıldığına dikkat çekti. Eksi 20'lerde bile donmayan patates üretildiğini belirten Çırakoğlu, bu durumun güzel gözükse bile tehlikeli sonuçlar doğuracağını söyledi.

Gen aktarımının bazı ülkelerde yasaklanmış olduğunu vurgulayan Çırakoğlu, insanların doğal gıdalara yönlenmesi gerektiğini belirtti.

İnsanın genini de değiştirebilir
Fatih Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Mehmet Bolat da, besin zinciriyle gelen gıdalardaki hormonların bir miktarının, yiyen insana da geçebileceğine dikkat çekti. Tarımda kullanılan zirai ilaçların ve hormonların kontrollü bir şekilde kullanılması gerektiğini belirten Bolat, " GDO'lar yendikçe zamanla o üründe kullanılan genler, insan genlerine de etki eder. Daha fazla ürün ve kazanç elde etmek için insan sağlığıyla oynanmaması gerekir" dedi.

Hormonlar da tehlikeli
Çırakoğlu, ürünlerin verimini arttırmak ve kazanç sağlamak için kullanılan hormonların da masum olmadığını ifade etti. Çırakoğlu, "Hormonlarla bir bitki çok çabuk geliştirilebildiği gibi bir hayvan devasa boyutlara eriştirilebilir. Ancak bu hormonlar, iki tarafı keskin bıçağa benzer. Fazlası, büyük zararlar getirilebilir. Bir dönem Güney Amerika'da hormonlu tavuk yiyen çocuklar 4-5 yaşlarında ergenliğe erişince kullanımı yasaklanmıştı. Bu, hormonlu gıdaların çok tehlikeli noktalara gidebileceğinin delilidir. Hormonun organizmada devamlı büyümeyi ve çoğalmayı tetiklemesi, kansere yol açabileceği gibi çeşitli hastalıklara da davetiye çıkarır."
Basından (Bugün Gazetesi)