Yemek Tarifleri ve Sağlıklı Beslenme Portalı
Çikolata: Tutku sağlar, keyif verir « Geri
Çikolata: Tutku sağlar, keyif verir
E-posta
28.03.2011'de eklendi.
Meyve ve sebzelerin içerdiği birçok anti-kanser unsur arasında fitokimyasallar en önemliler olarak öne çıkıyor. Laboratuvar araştırmaları bu bileşenlerin kanser gelişimini engellemede şaşırtıcı bir becerileri olduğunu gösteriyor. Her gün yüksek miktarda fitokimyasal tüketmek kanseri önlemede çok önemli. Fitokimyasallardaki fito sözcüğü Yunanca’dan gelir, anlamı “bitki”dir.
Kakao tanelerinin %50-57si yağdan oluşur. Ancak çikolatanın sağlığa yararları içindeki yağ ve şekerden kaynaklanmaz. Çikolatada bol miktarda polifenol bulunur. Küçük bir parça bitter çikolatada bir bardak kırmızı şarabın iki katı kadar veya bir fincan yeşil çaydaki kadar polifenol vardır. Bir fincan sıcak çikolata, bir fincan siyah çayın beş katı kadar, yeşil çayın üç katı kadar veya kırmızı şarabın iki katı kadar daha fazla antioksidan aktivite meydana getirebilir.
Yeni Dünya’nın başlangıcında çikolata yorgunluğu gidermek için kullanılırdı. Tarih boyunca çikolataya sadece tadı güzel bir yiyecek olarak değil anjin ve dolaşım sorunları gibi farklı hastalıkların çaresi olarak bakıldı. Çikolata ile sağlık arasındaki bu olumlu bağlantı çikolatanın üretiminin endüstriyelleşmesi ve şekerle doldurulmuş çok az kakao içeren (ve dolayısıyla daha az polifenol) şekerlemelerin üretilmeye başlaması ile 19. Yüzyılın sonlarında kayboldu. Çikolata sağlığa zararlı bir madde olarak algılanmaya başlandı.
Kakaonun kardiyovasküler sisteme olan faydaları antioksidan aktivitesine bağlı olabilir. Orta miktarda kakao tüketimi kanın antioksidan kapasitesinin artmasına ve böylece kan damarlarının içine yerleşerek kan akışını bloke eden plakların oluşumundan sorumlu proteinlerin oksitlenmesinin azalmasına eden olur. Ancak çikolata süt ile birlikte yendiğinde bu etki polifenol emilimindeki dramatik değişimden dolayı kaybolur. Çikolatanın kardiyovasküler sisteme yararlı bir başka etkisi de zararlı kan plateletlerindeki (pıhtı hücresi) azaltmadır, bu da pıhtı oluşumu riskini düşürür.
Kakaodaki fitokimyasal içerikle kanseri önlemede rol oynadığı düşünülen diğer yiyeceklerdeki benzerlik kakaonun da bir takım anti kanser özellikler taşıyabileceğini düşündürtüyor.
Kakaodaki bazı maddelerin belli kanserlerin, özellikle akciğer kanserinin gelişimini yavaşlattığı gözlendi. Çikolatanın anti kanser potansiyelinin anlaşılması için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor ancak mevcut bulgular oldukça olumlu ve kesinlikle çikolatanın son birkaç on yıldır kazandığı kötü şöhreti doğrulamıyor.
Günde 40 gram bitter çikolata (%70 kakao içeren) tüketimi vücuda önemli miktarda polifenol sağlayabilir ve böylece kadiyovasküler hastalıklar ve kanserin önlenmesine yardımcı olabilir. Önleyici etki eğer bitter çikolata tüketimi şekerli ve yağ dolu yiyeceklerin yerini alır veya tüketimlerini azatırsa daha da artacaktır. Bu abur cuburlarda hiçbir anti kanser bileşen bulunmamakta ve bunların yenmesi kan kolesterol seviyelerinin yükselmesine ve kilo alınmasına neden olmaktadır. Yani bir başka deyişle şeker tüketiminin verdiği keyif nedeniyle insanların beslenme alışkanlıklarının her zaman bir parçası olacağını kabul edersek, bu alışkanlığın hiçbir besin değeri olmayan şekerli abur cubur yerine bitter çikolata ile değiştirilmesi kronik hastalıkların önlenmesine önemli ölçüde katkıda bulunabilir. Sağlıklı beslenmenin keyifli olamayacağını kim söylemiş ki?
Kaynak:Sdonmez
Kakao tanelerinin %50-57si yağdan oluşur. Ancak çikolatanın sağlığa yararları içindeki yağ ve şekerden kaynaklanmaz. Çikolatada bol miktarda polifenol bulunur. Küçük bir parça bitter çikolatada bir bardak kırmızı şarabın iki katı kadar veya bir fincan yeşil çaydaki kadar polifenol vardır. Bir fincan sıcak çikolata, bir fincan siyah çayın beş katı kadar, yeşil çayın üç katı kadar veya kırmızı şarabın iki katı kadar daha fazla antioksidan aktivite meydana getirebilir.
Yeni Dünya’nın başlangıcında çikolata yorgunluğu gidermek için kullanılırdı. Tarih boyunca çikolataya sadece tadı güzel bir yiyecek olarak değil anjin ve dolaşım sorunları gibi farklı hastalıkların çaresi olarak bakıldı. Çikolata ile sağlık arasındaki bu olumlu bağlantı çikolatanın üretiminin endüstriyelleşmesi ve şekerle doldurulmuş çok az kakao içeren (ve dolayısıyla daha az polifenol) şekerlemelerin üretilmeye başlaması ile 19. Yüzyılın sonlarında kayboldu. Çikolata sağlığa zararlı bir madde olarak algılanmaya başlandı.
Kakaonun kardiyovasküler sisteme olan faydaları antioksidan aktivitesine bağlı olabilir. Orta miktarda kakao tüketimi kanın antioksidan kapasitesinin artmasına ve böylece kan damarlarının içine yerleşerek kan akışını bloke eden plakların oluşumundan sorumlu proteinlerin oksitlenmesinin azalmasına eden olur. Ancak çikolata süt ile birlikte yendiğinde bu etki polifenol emilimindeki dramatik değişimden dolayı kaybolur. Çikolatanın kardiyovasküler sisteme yararlı bir başka etkisi de zararlı kan plateletlerindeki (pıhtı hücresi) azaltmadır, bu da pıhtı oluşumu riskini düşürür.
Kakaodaki fitokimyasal içerikle kanseri önlemede rol oynadığı düşünülen diğer yiyeceklerdeki benzerlik kakaonun da bir takım anti kanser özellikler taşıyabileceğini düşündürtüyor.
Kakaodaki bazı maddelerin belli kanserlerin, özellikle akciğer kanserinin gelişimini yavaşlattığı gözlendi. Çikolatanın anti kanser potansiyelinin anlaşılması için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor ancak mevcut bulgular oldukça olumlu ve kesinlikle çikolatanın son birkaç on yıldır kazandığı kötü şöhreti doğrulamıyor.
Günde 40 gram bitter çikolata (%70 kakao içeren) tüketimi vücuda önemli miktarda polifenol sağlayabilir ve böylece kadiyovasküler hastalıklar ve kanserin önlenmesine yardımcı olabilir. Önleyici etki eğer bitter çikolata tüketimi şekerli ve yağ dolu yiyeceklerin yerini alır veya tüketimlerini azatırsa daha da artacaktır. Bu abur cuburlarda hiçbir anti kanser bileşen bulunmamakta ve bunların yenmesi kan kolesterol seviyelerinin yükselmesine ve kilo alınmasına neden olmaktadır. Yani bir başka deyişle şeker tüketiminin verdiği keyif nedeniyle insanların beslenme alışkanlıklarının her zaman bir parçası olacağını kabul edersek, bu alışkanlığın hiçbir besin değeri olmayan şekerli abur cubur yerine bitter çikolata ile değiştirilmesi kronik hastalıkların önlenmesine önemli ölçüde katkıda bulunabilir. Sağlıklı beslenmenin keyifli olamayacağını kim söylemiş ki?
Kaynak:Sdonmez
-
Bu haber için yorumlar (0 adet)
Güncel konular
izmirde Dubai çikolatası modası
Büyük küçük herkesin lezzetine doyamadığı Dubai çikolatası hem görüntüsü hem çıtırdısı ile herkesi mest ediyor.
Çikolatanın sırrı kadayıf ve antepfıstığı ezmesinde saklı.
Uğruna uzun kuyruklar o
Tiktok başta olmak üzere instagram ve influencerların yaptığı dubai çikolatasını sizde öğrenmek ve sevdiklerinizle paylaşmak istermisiniz.
İşte A dan Z ye Dubai çikolatasının yapımını öğrenebileceğ
Dubai çikolatası, dünyanın her yerinden gurmeler ve çikolata severler için bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Bu tariflerde, hem klasik hem de yaratıcı seçenekler sunarak, sizlere evinizde Dubai'nin eş
Actifry ile irmik helvası yapmak mümkün değildir.Çünkü kızartma tarifleri için tasarlanmış bir cihazdır.
İrmik helvası genel olarak tavada , ocak üzerinde hazırlanır.
irmik helvası geleneksel ta
Fonksiyonel Gıda Kurkumin içeren Zerdeçal
Birçok defa duyduğunuz fonksiyonel gıdalardan kurkumin bu listenin baş tacıdır.
Günümüz modern yaşamda özellikle sindirim sistemi iltihabı giderek artmaktadır.Zerdeçal içeriğindeki kurkumin ile h
Son Yorumlar
Limonlu panna cotta için:
3 malzemeli kurabiye için:
3 malzemeli kurabiye için:
Dana emense için:
Çikolata dolgulu portakallı kurabiye için:
Ali Nazik için:
Havuçlu cevizli kek için: