Afiyetle Logo

Yemek Tarifleri, Pratik ve Kolay Tarifler

Kanser

Kanser
  1. KANSER NEDİR, NEDEN OLUŞUR?

    Düşmandan korunma ve mücadele etmek için öncelikle onu iyi tanımakta fayda var. Kanser, vücuttaki bazı hücrelerin denetimden çıkarak kontrolsüz şekilde aşırı çoğalmaları ve diğer hücrelere yayılmaları olarak tarif ediliyor. Başlangıç aşamasında yakalandıklarında baş edilmesi daha kolaydır. Komşu hücrelere yayılmasının yanı sıra, kan ve lenf bezleri vasıtasıyla diğer bölgelere atlayabiliyor (Metastaz). Bu hastalık daha çok medeni dünya hastalığı diye biliniyor ve gelişmiş ülkelerde daha sık rastlanıyor. Aslında vücutta her an hücrelerin kontrolden çıkması söz konusudur, ama güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olan vücut, düşmanı derhal alt eder, tümöre dönüşmesine engel olur. Ama bazen düşmanın fazla güçlü olması ve bağışıklık sisteminin güçsüz olması hastalığın ortaya çıkmasına neden olur. Hücrelerin bu denetlenemeyen çoğalmasının sebepleri içinde, "Serbest radikaller" teorisini inceleyelim: Hücrelerdeki açığa çıkan (serbest) oksijenin, tıpkı demiri oksitlemesi ve paslandırması gibi, hücreler üzerinde toksin etkisi yapması, onların genetik yapısının bozulmasına neden olur. Bu süreç yalnızca kansere değil, kalp-damar hastalıkları ve yaşlanmaya da yol açmaktadır. Önde gelen bazı araştırmacılar kanser başlangıcında temel nedenin bu olduğunu düşünmektedir. Peki serbest radikaller niçin hücreleri bu şekilde davranmaya itiyor? Buna cevap: Yanlış beslenme, çevresel kirlilik ve stres. Bunları biraz açarsak:

    YANLIŞ BESLENME: Serbest radikallerle mücadele ederek onları hücrelere zarar vermeden yok eden gıdalardan yeterli miktarda almamış olmak. (Bu gıdalara anti-oksidanlar deniyor.) Doğal yetiştirilmiş taze sebze-meyve, rafine edilmemiş tahıllardan oluşmuş bir diyet yerine; aşırı yağlı, tuzlu, katkı maddeleri katılmış, hormon ve ilaçlı; vücutta toksin etkisi yapabilecek gıdalarla beslenmiş olmak.

    ÇEVRESEL KİRLİLİK: Etrafımızda egzost gazı, kirli hava , güneşteki zararlı ışınlar, suyumuzdaki klor...vs. yetmezmiş gibi sigara ve aşırı alkolle de vücudu zehirlemeye katkıda bulunmak! (Kanser oluşumunda %35 yanlış beslenmeye bağlansa da, %30 sigaraya ve daha düşük yüzdeler de aşırı alkol alımı, çevre kirliliği, stres, genetik..gibi faktörlere bağlanıyor). Bunlardan kaçınmak hastalık riskini ne kadar azaltacaktır, tahmin etmek zor değil..

    STRES: Aşırı üzüntü, uykusuzluk, depresyon gibi haller de vücudun bağışıklık sistemini dumura uğratarak, sadece kanser değil başka hastalıklara da neden olabiliyor.

    Zaten bu nedenleri görünce, önlemler de kendiliğinden ortaya çıkıyor, ama toplu halde bunları sıralamakta fayda var:

    ÖNLEMLER:

    BESLENME İLE İLGİLİ DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:

    1-Alınan yağ oranı toplam gıdanın %25'inden az olmalı, zeytinyağı gibi doğal olanı tercih edilmeli. (Yağın 1 gramı 9 kalori verdiğine göre, kabaca bir hesapla; günlük 2000 kaloriye ihtiyaç duyan bir kişi, bunun 500 kalorisini yağdan almalıdır; yani 500/9=56 gr. yağ almalıdır. Yiyeceklerimizin bir çoğunun içindeki gizli yağlar dahil.)

    2-Etlerin fazla pişirilerek üzerindeki yanık kısımlarla tüketilmesi son derece tehlikeli. Ayrıca et endüstrisinde bozulmayı önlemek için ete konan nitratlar ve kesim hayvanlarının hormonlarla beslenmesi de sakıncalı. Özellikle sucuk, salam, sosis.. gibi ürünlerden kaçınmalı!

    3- Bol miktarda, çok iyi yıkanmış, taze sebze ve meyve tüketilmeli, günde en az 5 porsiyon... Satın alırken hormonsuz olmalarına dikkat etmeli. (Hormonlu gıdalar genelde mevsimi dışında piyasaya çıkmış olan, aşırı iri, parlak ve lezzetsiz olanlardır.)

    Asıl önemlisi, anti-oksidan olarak bilinen Beta-karoten(A vitamini), C ve E vitamini, selenyum, çinko, manganez ve lifli besinler tüketmeli:

    a)A vitamini: Kayısı, portakal, şeftali, kavun, muz, havuç, kırmızı biber, marul ve taze patates, ıspanak, brokoli..gibi koyu yeşil, yapraklı sebzeler.

    b)C vitamini: Turunçgiller ve tropik meyveler, yeşil ve kırmızı biber, brüksel lahanası, çilek, domates, patates (ÇOK güçlü anti-oksidanlardır).

    c)E vitamini: (EN güçlü anti-oksidanlardır) Soya ve ay çiçek yağı, badem, ceviz, bezelye, fasulye.. gibi sebzeler.

    d)Selenyum: Et, balık, deniz ürünleri, mantar, süt, yumurta, soğan, sarımsak, kabak, lahana, tahıl ürünleri.

    e)Çinko: (Bağışıklık sistemini güçlendirir) Kabuklu deniz ürünleri, balık, ciğer, yumurta

    f)Manganez: Buğday tohumu, tahıl, esmer pirinç ve yumurta sarısı (Ekmek, pirinç, un...vs. alırken mümkün olduğunca rafine edilmemiş, yani kepekli, pirincin kabuklu, ekmeğin esmer olanları tercih edilmeli. Tüm besleyici kısımlar özlerindedir, maalesef "modern beslenme" en faydalı kısımları atarak sağlığımıza büyük hizmette(!) bulunuyor.)

    g)Lif: Sindirime ve kabızlığa faydalı, bağırsaktaki toksinlerin atılmasına yardımcı, tam, yani rafine edilmemiş tahıllar, sebze ve meyveler ve özellikle kabukları.

    4-Yukarda bahsettiklerime ek olarak bilim adamları birçok güçlü anti-oksidanlar keşfetti, 30 kasım 1999 tarihli Newsweek dergisinde uzun uzun anlatıldı. Özet olarak:

    a)Domatesin, özellikle pişirilerek bol bol tüketilmesi çok faydalı, bazı tümörlerin oluşum riskini %50 azaltıyor, tabii zeytinyağı ve sarımsak da ekleniyor.. Özellikle sarımsağın çok önemli etkileri tespit edilmiş.

    b)Kırmızı üzüm (kurusu da olabilir) ve kırmızı şarapta bulunan resveratrol güçlü bir anti-oksidan.

    c)Yeşil çay adeta bir mucize gibi, faydaları saymakla bitmiyor.

    d)Soya fasulyesi de çok faydalı, hayvan deneyleri ispatlamış ki; soya tümör önleyici, büyümesini geciktirici, kemoterapi ve radyasyonun yan etkilerini azaltıcı ve hatta bazı tümörleri normale çevirici özelliklere sahip. (Dr. Ann Kennedy)

    e)Yağlı balığın içinde bulunan omega-3 asitleri, hem kalp için hem tümör engellenmesi açısından faydalı (somon, ton, uskumru, sardalya..)

    5-Kızartmalardan uzak durulmalı, hele ki defalarca kullanılan hidrojene edilmiş bitkisel yağlarla kızartılanlardan! (Hidrojene edilen yağlar: Zeytinyağı dışındaki ay çiçek, mısır özü..vs)

    6-Fazla tuzlu, şekerli yiyeceklerden mümkün olduğunca kaçınmalı, özellikle tütsülenerek, tuzlanarak, turşu halinde saklanan gıdalardan uzak durmalı..

    7-Baklagiller bolca tüketilmeli.

    8-Her tür konserve, ketçap-mayonez-hardal gibi veya kolalı içecekler gibi içinde zararlı olabilmesi muhtemel katkı maddeleri, boya olan tüm yiyeceklerden sakınmalı.

    9-Sütlü gıda alınacaksa, az yağlı yoğurt tüketmekte fayda var, bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi var. (Genel olarak süt, peynir gibi gıdaların yarım yağlıları kilo ve sağlık açısından tercih edilmeli)

    10-Cox-2 inhibitörleri denen bazı maddeler tümörü besleyen kan damarlarını engelleme yoluyla tümör savaşına girişirler. Bu maddelerin bulunduğu gıdalar: soya, biberiye(rosemary), üzüm ve havuç.

    Görüldüğü gibi tüm ilaçları doğa bizim emrimize sunuyor. İnsanlar yiyeceklerimize yapay müdahalelerde bulunmasalar hayatımız çok daha sağlıklı olacak.

    Beslenme haricinde dikkat edilmesi gereken diğer önlemlere de özetle değinirsek:

    1-Aşırı kilodan kesinlikle kaçınmalı, bir çok istatistik kilolu olmanın kanser riskini artırdığını gösteriyor.

    2-Sadece sigara içmemekle yetinmeyip, pasif içici olmanın da önlemi mutlaka alınmalı!

    3-Musluklardan akan klorlu suyu mümkün olduğunca kullanmamalı, kaynattıkça klorun daha da arttığını göz önünde tutmalı.

    4-Yiyecekleri plastik yerine cam kaplarda tutmalı. Pişirirken cam veya paslanmaz çelik tencere kullanmalı, mikrodalga fırın, aluminyum kap ve düdüklü tencereden vazgeçmeli.

    5-Aşırı alkol alımının da kanser oluşumuna etkisini unutmamalı (günde 1-2 kadeh kırmızı şarap öneriliyor)

    6-Hareketsiz olmaktan kaçınmalı, vücudu sağlıklı ve güçlü tutabilmenin, kilo verebilmenin, hatta stresten uzaklaşmanın yolu hafif bir spor yapmaktan geçiyor. Uzmanlar günde tempolu yarım saatlik yürüyüşün bile yeterli olacağını söylüyorlar. (Gittiğiniz yerlerde arabayı biraz uzağa park etmek, asansör varsa bile merdiveni tercih etmek fena fikirler değil...)

    7-Bulaşıkları iyi durulamalı, deterjan kalıntılarını vücudumuza sokmamalı.

Beslenme ve Yaşam Haberleri

Civanperçemi (Achillea millefolium)

Civanperçemi (Achillea millefolium)

Civanperçemi, şifalı bir bitkidir ve tarih boyunca kan durdurucu, yara iyileştirici ve mikrop önleyici etkileriyle kullanılmıştır. Yaprakları ve çiçekleri sindirim sistemi için iyi bir toniktir.Spa

Marketlerdeki sebze ve meyvelerde ilaç tehlikesi

Marketlerdeki sebze ve meyvelerde ilaç tehlikesi

Marketlerde satılan sebze ve meyvelerin tarım ilacı (pestisit) kalıntısı taşıyıp taşımadığını gözle veya basit yöntemlerle tam olarak anlamak mümkün değildir. Ancak bazı ipuçları ve korunma yolları va

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Bitki Koruma Ürünleri Veri Tabanı, Türkiye'de ruhsatlı tarım ilaçları hakkında detaylı bilgi sunan resmi bir kaynaktır. Bu platform üzerinden domates gibi belirli bitkiler

Domateste Kullanılan Tarım İlaçları: Ne Kadar Güvendeyiz?

Domateste Kullanılan Tarım İlaçları: Ne Kadar Güvendeyiz?

Domates, Türk mutfağının vazgeçilmez sebzelerinden biridir. Ancak bu lezzetli sebzenin tarladan sofraya gelene kadar hangi süreçlerden geçtiği, özellikle de hangi tarım ilaçlarının kullanıldığı konusu

Kovan bal mı süzme bal mı? Farklar neler?

Kovan bal mı süzme bal mı? Farklar neler?

Kovan Balı: Doğallığın Gerçek Tadı Doğaya olan ilginin ve sağlıklı beslenme arayışının arttığı son yıllarda, sofralarda giderek daha fazla yer bulan ürünlerden biri de hiç kuşkusuz kovan balı. Peki m

Urla Enginar Festivali: Ege’nin Kalbinde Bir Lezzet ve Kültür Buluşması

Urla Enginar Festivali: Ege’nin Kalbinde Bir Lezzet ve Kültür Buluşması

Her bahar, Ege'nin serin meltemleriyle birlikte mis gibi enginar kokusu yayılır Urla sokaklarına. Renkli tezgâhlar kurulur, yöresel kıyafetler giyilir, sahneye müzisyenler çıkar. Çünkü bu sadece bir s

Urlalı TeyzelerimizUrla Enginar Festivali ile Baharın Tadı Çıkıyor

Urlalı TeyzelerimizUrla Enginar Festivali ile Baharın Tadı Çıkıyor

Kızım, sen hiç bahar vakti Urla sokaklarında, taze enginar kokusuyla yürüdün mü? Yoksa hayatın tadını tam bilmezsin!" Şimdi sana bir Urlalı olarak içimden geldiği gibi anlatayım: Her yıl nisan a

Güneşle Şarj Olmuş Mantarlar

Güneşle Şarj Olmuş Mantarlar

Güneşle Şarj Olan Mantarlar: D Vitamini Deposu Nasıl Yaratılır? Mantarlar sadece lezzetli bir yemek malzemesi değildir; aynı zamanda doğru şekilde hazırlandığında güçlü bir D vitamini kaynağına dön

Öğrenciyim pratik yemek menü planlama

Öğrenciyim pratik yemek menü planlama

Pazartesi Patates Graten + Baharatlı Yoğurt Sosu Patatesleri ince dilimle, fırın kabına diz, aralarına kaşar rendele. Üzerine süt ve yoğurt karışımı dök, fırında kızart. Yanında yoğurt sos:

Moringalı Smoothie Tarifi: Doğal Enerji ve Vitamin Deposu | Afiyetle.com

Moringalı Smoothie Tarifi: Doğal Enerji ve Vitamin Deposu | Afiyetle.com

Sağlıklı yaşam için mükemmel bir seçenek: Moringalı smoothie! Vitamin ve antioksidan dolu bu tarif ile enerjinizi doğal yollardan artırabilirsiniz. Tarifin detayları Afiyetle.com’da! Günümüzde sağl